Altun, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, gerginlik ve çatışma bölgelerinde gazetecilerin ve medya kuruluşlarının işinin hayli güç olduğunu belirtti.
Gazetecilerin ve medya kuruluşlarının gerçek bilgi aktarmanın yanında farklı kümeler tarafından yürütülen dezenformasyon kampanyalarıyla da uğraş etmeleri gerektiğini vurgulayan Altun, “Ancak, klasik mecralar ve toplumsal medya platformlarında dolaşan bilgilerin doğruluğunu ve güvenirliğini sağlamak yalnızca habercilerin işi değildir. Kamuoyunun da içerik paylaşırken haberlerin doğruluğuna dikkat ve ihtimam göstermesi gerekmektedir. Yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon kampanyalarının ana amacı kamuoyunu şu ya da bu halde yönlendirmek olduğundan, haber tüketicileri sorumlu hareket etmelidir.” ihtarını yaptı.
Sosyal medya çağının, geniş bir kitleyi hem hakikat hem de palavra haberlerin yayılmasının aracı haline getirdiğini belirten Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
“Dolaşımda olan bilginin doğruluğu hepimiz için kıymetlidir. Dezenformasyon asla günahsız değildir ve farkında olmadan buna katılanlar da sorumlulukları olduğunu anlamalıdır. Kaynakları ve içeriği denetim etmeden sirkülasyona bilgi sokmak, vatandaşlarımıza karşı yapılan önemli bir kötülüktür. Şayet nitekim kurgu yerine hakikat üzerine inşa edilmiş bir toplum olmak istiyorsak, kamuoyu hakikat konusunda ısrarcı olmalı ve yanlış bilgiyle gayret etmelidir.
İletişim Başkanlığı olarak farklı projelerle Türk halkının medya okuryazarlığını güçlendirmek için ağır uğraş sarf ediyoruz. Halkın, gerçeği hak ettiği ve dezenformasyon kampanyalarının yayılmasını engelleyebilecek aktörler olduğu inancıyla hareket ediyoruz. Tüm medya kuruluşlarını ve ilgili sivil toplum örgütlerini, palavra haberin hem arz hem de talep tarafıyla uğraş eden teşebbüsler oluşturmaya çağırıyoruz. Dezenformasyonla uğraş hepimizin dahil olduğu geniş tabanlı bir uğraş haline gelmelidir.”