Boston Üniversitesi’nden mezun olan Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun cesedi, 26 Eylül 2010’da İstanbul Beyoğlu’nda Paksoy kardeşlerin dairesinin bulunduğu 10 katlı apartmanın havalandırma boşluğunda bulunmuştu.
İncelenen imgelerde her iki kardeşin o gece bir kulüpte ve apartman girişinde imgeleri tespit edildi. Paksoy Holding’in veliahtları Mahmut Emre Paksoy ile kardeşi Can Paksoy hakkında “Kasten adam öldürmek” kabahatinden müebbet mahpus istemiyle dava açıldı.
Sanıklar Mahmut Emre ve Can Paksoy, 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, taammüden ya da dikkatsizlik sonucu mevte sebebiyetle ilgili kâfi kanıt elde edilemediği gerekçesiyle 2014 yılında beraat etmişlerdi.
Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun ailesinin kararı temyiz etmesi üzerine, belgeyi inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat kararının bozulmasını istedi.
YARGITAY KARARI BOZDU
Tebliğnamede, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesince sanıklara verilen beraat kararlarına dikkat çekilerek, lokal mahkeme kararının yasaya alışılmamış olduğuna, sanıkların “kasten öldürme” cürmünden cezalandırılması gerektiğine yer verilmişti.
Ayrıca, 26 Eylül 2010 yılında sanık Can Paksoy ile Erköseoğlu’nun gece kulübünde alkol aldıktan sonra Paksoy’un ağabeyi Mahmut Paksoy’un meskenine gittikleri, bilinmeyen bir nedenle Can Paksoy ile Erköseoğlu ortasında tartışma çıktığına dikkat çekilmiş, Erköseoğlu’nun, başının art kısmına sert bir cisimle vurulduğu, daha sonra da iç çamaşırı ve elbisesinin çabukla giydirilerek meskenin bulunduğu 8’inci kattan aşağı atıldığı ve yüzüstü yere düştüğü, intihar ettiği izlenimi vermek emeliyle apartman boşluğuna atıldığı kaydedilmişti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, evrakla ilgili olarak yapılan temyiz başvurusunu inceledi. Daire, lokal mahkemenin Can Paksoy hakkında verdiği beraat kararını bozarken, Mahmut Emre Paksoy hakkında verilen beraat kararını onadı.
Yüksek Mahkeme Can Paksoy’a müebbet mahpus cezası verilmesi için belgeyi ilgili mahkemeye gönderdi.
İLKER TURAK