Hürriyet yazarı Uğur Meleke, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın Konferans Ligi’nde aldığı ağır yenilgilerin nedenlerini açıkladı. İşte Meleke’nin o yorumları…
Spor yazarlarından Uğur Meleke, Konferans Ligi’nde Fenerbahçe’nin 6-1, Beşiktaş’ın da 5-0 yenilmesinin sebeplerini Hürriyet’teki köşesinde “67 yıl sonra bu kâbus gecesini neden yaşadık?” başlığıyla kaleme aldı.
İşte Meleke’nin görüşleri;
“Önceki gece UEFA Avrupa Konferans Ligi’ndeki iki temsilcimizin de beşer farkla mağlup olmaları çok üzdü tabii bizi. Daha önce iki temsilcimizin aynı akşamda toplam 11 gol (1962’de) ve 10 gol yemişliği (1965, 1975 ve 2000’de) var. Ama 67 yıllık Avrupa kupaları tarihinde aynı gece iki takımımızın birden 5’er farkla mağlup olduğu ilk geceyi yaşadık maalesef perşembe günü. Peki bu felaket gecesine nasıl geldik? Neden yedik toplamda 11 golü?
1- LİGİN 20 TAKIMLI OLMASI BÜYÜK SORUN
Süper Lig’in 2019’la 2025 arasındaki takım sayısı serüveni şöyle:
· 18 takım…
· 21 takım…
· 20 takım…
· 19 takım…
· 20 takım…
· 19 takım…
Ben böyle bir şeyin, 150 yıllık futbol, hatta 72 bin yıllık ilkel spor tarihinde bile olduğunu zannetmiyorum. Bir turnuvanın 6 yılda 6 kez takım sayısı değiştirmesi akılla, mantıkla, matematikle açıklanabilir bir şey değil. Zorunlu haller oluşmuştur, bir yıl sonra ayarlarını normale döndürürsün. Bu sezon 20 takımla oynanıyor, öyleyse 5 takım düşürür, seneye 18 yaparsın.
Bunu bile yapmayı akıl edememiş, yeni sezonu bildiğimiz kadarıyla 19 takımla oynatacak bir TFF’nin şimdi play-off formatından bahsetmesi beni kaygılandırıyor. Umarım matematiğini doğru kurgularlar.
Yeri gelmişken buraya ufak bir not düşeyim: 2011-12’deki play-off sistemini benim kurguladığıma dair yanlış bir söylenti var yıllardır peşimi bırakmayan. Gerçeği şudur: Evet, o günkü TFF Başkanı, büyük nezaket gösterip fikrimi sormuştur. Ancak ben normal sezon liderine direkt kupasının verildiği, son Avrupa biletinin ve son düşenin play-off’la belirlendiği bir model önermiştim. Yani benim önerim uygulanmamıştır.
2011-12 SEZONUNDA UYGULANAN PLAY-OFF SİSTEMi BENİM ÖNERDİĞİM GİBİ DEĞİLDİ
Süper Lig’in bu sezon 20 takımlı olması, 38 maç günü bıraktı kucağımıza. Tüm Avrupa’ya bakın, bütün temsilcileri ön eleme oynayan hiçbir ülkenin ligi 20 takımlı değildir. Fenerbahçe ve Galatasaray, 31 Aralık 2023’e kadar 31 resmi maç oynamış olacaklar. Sadece yarım sezonda. Ligin ikinci yarısında 20 müsabaka var, Türkiye Kupası var. Avrupa maçlarıyla artacak bu sayı. Almanya ve Fransa gibi dev futbol ülkelerinin ligleri 18 takımken, bizim 20 ile oynuyor olmamız akıl dışı.
2- SÜPER LİG FİKSTÜRÜNDE YAPILAN HATALAR
Fikstürü hazırlayanlar, Süper Lig’de derbileri milli maçların öncesine koymuyorlar. Yapay zeka ile fikstürü atamadan önce derbilerin tarihlerini manuel olarak belirliyorlar.
Ama Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini tam da Avrupa’da sezonun en kritik haftası öncesine koymuşlar. Eğer milli maçlar arifesine derbi konulmuyorsa, Avrupa’da da böyle son grup maçı gibi kritik bir dönemeç öncesine de konulmasa mıydı acaba?
2021-22 sezonunda da TFF bir fikstür skandalına imza atmıştı ve çok sayıda sakat vermişti takımlarımız. Temsilcilerimizin iki Avrupa maçı arası tek boş hafta içine lig fikstürü koymuşlardı o yıl.
Beşiktaş’ın meşhur 12 sakatla gittiği Ajax deplasmanını içeren o süreç şöyleydi:
11 Eylül Cumartesi Malatya, çarşamba Borussia Dortmund, cumartesi Antalya, salı Adana Demirspor, cuma Altay, salı Ajax, cumartesi Sivasspor…
3- BEŞİKTAŞ’TA BAŞARISIZ OLANIN ÖDÜLLENDİRİLMESİ!
Beşiktaş’ta son yıllarda enteresan bir kurgu oluşmuş durumda: Bir yönetim başarısız olduğu için gidiyor. Sonra o yönetimin zaten kalbinde olan birisi yeni başkan oluyor. Yönetim başarılıysa neden gönderdiniz? Yönetim başarısızsa, o yönetimin en kritik adamını neden tekrar başkan yaptınız? Fikret Orman gitti, onun yönetiminden Ahmet Nur Çebi göreve geldi. Çebi gitti, yine onun yönetiminden birisi aday oluyordu neredeyse.
VALERIEN ISMAEL’İN TRANSFER YANLIŞLARI BEŞİKTAŞ’I 5 SENE GERİYE GÖTÜRDÜ
Benzer bir durum teknik kadroda da oluştu: Şenol Güneş başarısız olduğu için gittiyse neden onun yardımcısı Burak Yılmaz göreve devam etti? Güneş başarılıysa ekibiyle birlikte kalmalı. Başarısızsa başka bir isimle devam edilmeli. Son yıllarda Beşiktaş’ta çok dramatik hatalara imza atıldı: Asla büyük takım hocası olamayacak Valerien İsmael’i göreve getirmeleri ve o dönemde yapılan transfer yanlışları zaten 5 sene geriye götürdü takımı.
Önder Karaveli ve Burak Yılmaz seçimleri de tamamen duygusal. Takımın geleceği Serdar Saatçi, Rıdvan Yılmaz ve Emirhan İlkhan’ı toplam 10 milyon Euro’ya kim sattı? Aynı dönemde Trabzonspor sadece Ahmetcan’ı neredeyse o fiyata verdi Ajax’a. Afrika Kupası’nın oynanacağı bilinen sezona 8 Afrikalı milli futbolcuyla kim girdi? Dört orijinal stoperin üçünün Afrikalı olması kararını kim aldı? Üstelik o 4 stoperden yerli olan çapraz bağ sakatlığı geçirmişken. Bu kadar yanlış yönetilen bir takıma, Rıza Çalımbay’ın da iki haftada bahar getirmesi beklenemezdi haliyle.
4- F.BAHÇE’NİN DERİN GÖRÜNÜMLÜ SIĞ KADROSU
Fenerbahçe kadrosunda kağıt üzerinde 4 senyor orijinal stoper var: Becao, Djiku, Serdar ve Samet. Oosterwolde ile sayı beş oluyor. Yani sayısal olarak yeterli gibi görünüyor bu derinlik.
Ama Becao-Djiku ile Serdar-Samet-Oosterwolde çok farklı tipte oyuncular. Becao-Djiku (ve tabii ki elbette Fred) oynadıklarında tamamlanamayan hücum dönüşlerinde hep öndeler. Doğru yerdeler. İlk baskıyı rakip yarı alanda yapıyorlar. Ve genelde çok çabuk geri kazanıyorlar.
Böylece hem atak sürekliliği sağlanıyor. Hem de takım arkadaşları sürekli geri koşmuyorlar.
PRESIN ANAHTARI BECAO-DJIKU-FRED
Ancak Samet-Oosterwolde ya da benzer bir tandemde tablo tamamen değişiyor. Stoperler geri kaçarak oynuyorlar. Ortalama pozisyonları çok daha geride. Takımın topu geri kazanma süresi uzuyor.
Atak sürekliliği sağlanamıyor. Önde baskı aksıyor, herkes çok fazla geri koşuyor bu yüzden.
Yani esasında Becao, Djiku ve Fred, Fenerbahçe’nin gerçek hücum kozları. Presin ve atak devamlılığının anahtarları.
Onlar olmadığında Fenerbahçe’nin oyun sürekliliği kalmadı. Skorlar ancak bireysel yeteneklere bağımlı şu anda.”