Kültür ve Turizm Eski Bakanı Prof. Dr. Sayın Numan Kurtulmuş, Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde düzenlenen “Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri İstişare Toplantısına” katıldı.
İl Özel İdaresi Meclis Salonunda, STK Temsilcileri, Oda Başkanları ve İş İnsanlarının katılımıyla gerçekleşen toplantıda, sektörel bazlı sorunlar, çözüm önerileri ve talepler dile getirildi.
Sayın Kurtulmuş toplantı öncesi Burdur Valisi Sayın Ali Arslantaş’ı makamında ziyaret etti. Toplantıya Sayın Kurtulmuş ve Vali Arslantaş’ın yanı sıra, Burdur Milletvekilleri Sayın Bayram Özçelik, Sayın Yasin Uğur, İl Genel Meclis Başkanı Murat Akbıyık, STK Temsilcileri, Oda Başkanaları ve İş İnsanları katıldı.
Saygı Duruşu ve İstaklal Marşının okunmasıyla başlayan toplantıda, Vali Arslantaş’ın talimatlarıyla hazırlatılan Burdur’un Tarım ve Sanayisini bütün yönleriyle ortaya konulduğu “Tarım ve Sanayi Tanıtım Filmleri” gösterildi.
Tanıtım Filmlerinin seyredilmesinin ardından, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik, Vali Arslantaş ve Sayın Kurtulmuş konuşma yaptılar.
Toplantının son bölümünde, STK Temsilcileri, Oda Başkanları ve iş insanları tek tek söz alarak sektörel bazlı karşılaştıkları sorunlar ve taleplerini dile getirdiler.
Sayın Kurtulmuş dile getirilen sorun ve talepleri not alarak toplantının sonunda talepler ve sorunlarla ilgili değerlendimede bulundu. Çözümlerine yönelik atılması gereken adımlarla ilgili Bakanlıklar ve ilgili kurumlar düzeyinde iletileceğini ifade etti.
Toplantıda konuşan Sayın Kurtulmuş;
“Türkiye’de 84 milyon her vatandaşın ortak bir hedefi olması gerekiyor. Hepimizin ortak hedefi, yeniden güçlü, büyük Türkiye’yi kurmak olmalı. Her alanda sanayisiyle, ekonomisiyle, tarımıyla, ticaretiyle, eğitimiyle, sağlığıyla ve kültürüyle bizim çok güçlü bir ülke olma zorunluluğumuz var. İçinde bulunulan coğrafyanın güçlü, ayakları yere basan, halkıyla bütünleşmiş devlet yönetimine sahip bir Türkiye’yi kurmayı zorunlu kılmaktadır. Yeniden güçlü ve büyük Türkiye’nin başlangıç noktasını da şehirlerimizdir. Tek tek şehirlerimizin güçlü olmasıyla Ülkemizi dahada güçlü kılacaktır.
Dönem itibariyle iki önemli sürecin içinden geçiyoruz. Bunlarda birisi küresel salgın, insanlık tarihinin son birkaç asırdır karşılaşmış olduğu en önemli sorunlardan birisi. Bu sadece insan kayıpları bakımından değil, aynı zamanda salgında karşımıza çıkan yeni bir dünya varlığından dolayı da tarihsel bir öneme sahip. Artık hiçbir şey salgından öncesi gibi olmayacak, her şey değişmekte, her şey daha köklü bir şekilde gelişecek. Örneğin üniversiteler uzun bir süredir uzaktan eğitim yaptılar, dünyanın birçok yerindeki hükümetler toplantılarını çevrim içi yapmak zorunda kaldı. Velhasıl siyasetten ekonomiye, ticaretten üretim şekillerine kadar her şeyin köklü bir şekilde değiştiği bir dönemden geçiyoruz.
Türkiye insan birikimiyle bu dönüşüme hazır. Salgın sürecinde birçok esnaf ve sanatkar hükümetimizin büyük desteklerine rağmen eskisine göre zor günler geçirirken, bazı sektörlerin ise olağanüstü yüksek ticaret hacmine ulaştı.
Salgın sonrasında gelişecek dünyanın bütün bu ekonomik siyasal yapılanmasında etkin bir şekilde yer alanlar bundan sonra çok daha güçlü olacaktır. Türkiye’nin iş insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve insan birikiminin böyle bir dönüşüme hazır olduğunu görüyoruz. Gelecek döneme ilişkin tedbirleri dikkatli bir şekilde alarak yolumuza devam edeceğiz.
İkinci olarak ise salgın olmasaydı bile dünya ekonomisinde, üretiminde çok önemli değişimlerin olduğu bir sürece girilmişti. Çin Halk Cumhuriyeti’nin uyuyan bir dev olarak uyandığı ve dünya ticaretini yönlendiren bir ülke haline geldiği bir dönemdeyiz.
Çin’in Asya’nın üretiminin kara yoluyla Kafkaslar ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya, deniz yoluyla da dünyaya piyasasına çıkarmak için bir arayışın içinde. Bunun dünyadaki dengeleri değiştiren önemli bir gelişmedir. Türkiye bölgenin ve Dünyadaki yeni gelişmelerin odak noktası ve kilit taşıdır.
Üzerimize düşen tarihin, zamanın, gelişmelerin bize vermiş olduğu bu imkanlardan istifade ederek bu bölgenin kilit noktası olan Türkiye’yi çok daha güçlü bir hale getirebilmektir.
Salgın şartlarına rağmen Türkiye’nin ne kadar büyük adımlar attığını gördük, yaşadık. Türkiye’nin bu dönemde Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinden vazgeçmemiştir. Salgının en ağır seyrettiği günlerde 45 günde sıfırdan dünyanın en iyi salgın hastanelerinin kurularak hizmete açıldı. Bunlar güçlü ve büyük Türkiye’nin alametifarikalarıdır.
Salgın döneminde toplamda 661 milyar lirayı bulan desteklerle esnaf ve sanatkarların tezgahlarının dağılmamasını sağlamaya, içine düştükleri zor günlerden çıkmalarına yardımcı olabilecek tedbirleri almaya gayret ettik.” dedi.
Sayın Kurtulmuş, toplantıda soru cevap bölümünde, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin sorularını not aldıktan sonra şunları söyledi: “Market yasası uzunca bir süre üzerinde konuştuğumuz, titiz bir şekilde çalışılan bir konu. Bu market yasasında da haksız rekabetin önüne geçmeyi sağlamamız lazım. Gıda tedarik zincirlerinin çok ciddi bir şekilde korunmasını da temin etmemiz gerekiyor. Hakkaniyetli, adaletli, üretici ve tüketici arasındaki o zinciri mümkün olduğunca kısaltıcı ve marketlerin lehine bir takım avantajlar sağlamayacak şekilde düzenlemeler yapılması konuşuldu. Belli bir noktaya kadar geldi. İnşallah önümüzdeki dönemde bu yasanın meclise geleceğini ümit ediyorum.
Hayvancılıkta da önemli bir noktadayız. Eksiklerimizi gidererek üretimi artıracağız, başka çaremiz yok. Küçük işletmecilerimizin de tarım ve hayvancılıktan daha fazla para kazanabilecek hale gelmesini sağlayacağız.
Tarım ve hayvancılıkta bilimsel, Ar-Ge faaliyetlerini artırarak çok daha yüksek verim elde edebilecek işler yapmak önemli.” dedi.