Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Baksı Müzesi’nde Heykeltıraş Osman Dinç’in “Gözlemevi” başlıklı heykel sergisi açılışına katıldı.
Pandemi nedeniyle açılışı ertelenen Gözlemevi sergisinde heykeltıraş Dinç’in daha önceki yapıtlarının yanı sıra yeni çalışmaları yer alıyor.
Açılış töreninde konuşan Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan tarih ve kültür şehri Bayburt’ta ve eşsiz bir doğada böyle bir etkinlikte yer almaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Bayburt’un geçmişte büyük gelişmelerin yaşandığı bir merkez olarak bilindiğini belirten Bakan Yardımcısı Alpaslan, bu özelliğini Avrupa ölçeğinde ödül almış iki müzeyle de kanıtladığını ve Türkiye’ye güzel bir örnek sunduğunu kaydetti.
Alpaslan, Bayburt programı kapsamında hem Kenan Yavuz Etnografya Müzesi’ni hem de Baksı Müzesi’ni ziyaret ettiğini ve her iki müzenin de gerçek anlamda dünyaya örnek olduğunu kaydetti. Baksı Müzesi’nin farklı coğrafya ve alanlardan birçok insanı bir araya getirdiğine vurgu yapan Alpaslan, “Bundan dolayı Sayın Hüsamettin Koçan’ı tebrik ediyorum. Başarılarına yenilerini katmasını diliyorum. Bu büyük ve özel çalışması dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı adına şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
Alpaslan, aynı şekilde Kenan Yavuz’u da tebrik ettiğini bildirdi.
‘Büyük Usta’ olarak nitelediği Osman Dinç’e de tebriklerini ileten Alpaslan şöyle devam etti: “Buraya kadar gelerek bu güzel sergiyi yapıp öncülük etti. Sayın Koçan’ın da ifade ettiği gibi onun yaptığı bu öncülük sayesinde Baksı inşallah daha güzel, daha önemli, daha büyük ve uluslararası düzeyde sergilere imza atarak burayı kültür merkezi, ilgi odağı haline getirecek. Sanatın merkezi zaten olmuş durumda. Dolayısıyla Bakanlığımızın görmüş olduğu fonksiyonu Hüsamettin Koçan bizim adımıza yapmış olacak. Yapıyor. Ben bunun için de teşekkürlerimi sunuyorum.”
Bakanlık olarak benzer çalışmaların devam ettirilmesi amacıyla Baksı Müzesi’ne her türlü desteği vereceklerine işaret eden Alpaslan, çalışmaları ve katkıları dolayısıyla Koçan ve Dinç’e teşekkürlerini yineledi.
Baksı Müzesi kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan ise müzenin kuruluş aşamasında karşılaştığı çeşitli zorlukların kendisine önemli tecrübeler kazandırdığına dikkat çekti. Prof. Koçan, “Bu proje bana şunu öğretti; siz bir yere düzgün giderseniz birileri orada sizi yalnız bırakmıyorlar. Beni yalnız bırakmayanların başında sanatçılar geliyor. Bunu çok net söylemem lazım. Öyle bir desteği arkanızda görmeniz son derece kıymetli. Onun için ben bugün de yine çok kıymetli, çok değerli bir sanatçının varlığıyla bir araya geldik.” şeklinde konuştu.
Baksı Müzesi’ni imece projesine benzeten Koçan, zaman içerisinde birçok yönden son derece önemli projeler gerçekleştirdiklerini anlattı.
Projelerin toplumun kültürel hafızası ve geleceği açısından son derece önemli öneriler taşıdığının altını çizen Koçan şöyle devam etti: “Biz burada üst sanat, alt sanat kavramını kaldırdık. Sanat var dedik. Çünkü sanat yoluyla insan, hayatı kutlar. Bunu kendi teknolojisi, bilgisi neyse onunla yapar. Bunun için de bu hiyerarşiyi insanoğlu için anlamlı bulmadık. Bu nedenle de belki müzecilik tarihine ve sanat tarihine, insanoğlunun yaşamı kutlama eylemine sanat denir diye koyduk. Sanatçı aslında genel baktığımız zaman biraz eleştiren, biraz tartışan, biraz sorular soran birisi. O nedenle de çoğu kez sistemle arasında ufak tefek sorunlar çıkabiliyor. Aslında sanatçı toplumun vicdanı. Sanatçı bütün her şeyin sustuğu yerde gerçekleri ve insandan yana olmayı sürdüren son derece toplumu besleyen, bağımsız, özerk ve yürekli bir insan. Bunun için de ben bu nedenle Baksı’nın Anadolu’da özellikle başlattığı müzecilik hareketinin hak ettiğinden daha fazla ilgi gördüğünü düşünüyorum. Ve de bugün eğer bu müze Osman Dinç gibi uluslararası olağanüstü bir sanatçıyı burada ağırlıyorsa ve de kendisi de buraya gelip, burada bu tepenin yalnızlığının sesini bozuyorsa, burada çıkardığı o sessiz derin anlam zannediyorum ki toplumun kültür ve sanat ihtiyacını çok derinden etkileyecek ve kültürümüze büyük bir değer katacaktır. Aslında Osman sessizliğin sanatçısı öyle düşünüyorum ben. Ve de sessizliğin filozofu diye düşünüyorum.”
“Gözlemevi”nin, Baksı Müzesi’nin bugüne kadar ev sahipliği yaptığı sergilerin son aynı zamanda gelecek için de önemli bir ilk halka olduğu yorumuyla sözlerine devam eden Koçan, daha önce Nuri Bilge Ceylan, Alev Ebuzziya, Şakir Gökçebağ ile kendisine ait Ayağımdaki Diken sergisine ev sahipliği yaptığını anlattı. Koçan, müzede her zaman iddialı ve sanatsal kalitesi çok yüksek sergiler açtıklarına vurgu yaptı.
Heykeltıraş Osman Dinç de Koçan’ın görüşlerini paylaştığını belirtti. Dinç, eğitim hayatının tamamlanmasının ardından başlayan serüveninde kendisini sanatla yoğurduğunu ifade etti. Çalışmalarının aslında bir yolculuk hikâyesi olduğu değerlendirmesinde bulunan Dinç, mücadelesini sanatla sürdürdüğünü aktardı.
Dinç, düşüncelerini şu ifadelerle paylaştı: “Aslında dikkat ederseniz dünya bir gemi. Bir uzay gemisi. Yüzbinlerce kilometre hızla gidiyor. Yaptığımız ne varsa; güzel şeyler, kötü şeyler bunun üzerinde kalıyor. Öyle bir gemi ki; bu gemi çok küçük. İnsanlık için artık çok küçük. Bunun için bu gemiyi çok güzel kullanmamız gerekecek. Benim hikayem; bu geminin nasıl güzelleştirilebileceği hikayesi. Yani benim hikayem; bu işin ancak barışla olabileceği hikayesi. Benim hikayem; bir birimizi severek olabilecek bir hikayenin başlangıcı. Bunun için sizi sevgiyle selamlıyorum. Sergiyi görmeye davet ediyorum.”
Konuşmaların ardından sergi ziyaret edildi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Vali Cüneyt Epcim ile Milletvekili Fetani Battal, Heykeltıraş Osman Dinç ve Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’dan eserler hakkında bilgi aldı.
“Gözlemevi” sergisi Aralık ayına kadar ziyarete açık olacak.