Giresunlular, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında “Türkiye Aşkına” diyerek meydanlara akın etti.
15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ’cü alçaklar tarafından demokrasimize ve milli birliğimize karşı düzenlenen hain darbe girişiminin 6’ncı yıldönümü Giresun’da 14 Temmuz Perşembe günü başlayarak 15 Temmuz Cuma günü gün boyu sürdü.
FETÖ ile mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülmesini ve toplumsal hafızanın diri tutulmasını temin etmek için “Türkiye Aşkına” mottosuyla düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinliklerinin 15 Temmuz Cuma günü öğleden sonraki bölümünde konferans, yürüyüş ve Atatürk Meydanındaki anma etkinlikleri yer aldı.
Giresun Üniversitesi Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonunda saat 16.00’da Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yavuz Ünal’ın konuşmacı olarak katıldığı 15 Temmuz “Türkiye Aşkına” Temalı Konferans düzenlendi.
Ardından saat 18.30’da Giresun Merkez Debboy Mevkii-Gazi Caddesi üzerinden Atatürk Meydanına kadar; Vali Enver Ünlü, il protokolü ve coşkulu bir kalabalık tarafından “Demokrasi ve Milli Birlik Yürüyüşü” gerçekleştirildi.
Programın Atatürk Meydanında düzenlenen “Demokrasi Nöbeti” bölümü saat 19.00’da Saygı Duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başladı.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli ve Sayın Cumhurbaşkanımızın İstanbul Saraçhane’deki etkinlikte gerçekleştirdikleri konuşmaları meydanda bulunan coşkulu kalabalık tarafından can kulağıyla dinlendi.
Atatürk Meydanındaki programda; mehteran gösterisi, Kur’an-ı Kerim tilaveti, protokol konuşmaları, şiirlerin okunması, 15 Temmuz kahramanlık türküleri dinletisi, ödül töreni, 15 Temmuz Kahramanı İsmail Kefal belgeseli, 15 Temmuz kısa film gösterimi, 15 Temmuz Demokrasi Zafer Marşı, TRT’nin “Geceden Şafağa” 15 Temmuz Belgeseli ile devam etti. Program 16 Temmuz Cumartesi günü saat : 00.13’de tüm Camilerimizde ‘Salâ Okunması’ ile sona erdi.
VALİ ÜNLÜ : “TÜRK MİLLET; DEMOKRASİSİNE, İSTİKLALİNE VE İSTİKBALİNE SAHİP ÇIKTI”
Törende bir konuşma yapan Vali Ünlü “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle düzenlenen programımıza hoş geldiniz diyor; sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Bugün 15 Temmuz’un üzerinden tam 6 sene geçti.
15 Temmuz eşi benzeri görülmemiş bir gündür;
15 Temmuz; geri dönmeyi hiç düşünmeyen yiğitlerin, şehadete Allah nidalarıyla koşanların; iman, inanç ve vatan sevdasıyla Türkiye Aşkına diyerek tarihimize şanlı bir destanı kazandıranların günüdür.
Umutlara, hayallere, istiklal ve istikbale zincir vurmak isteyenlerim karşısında bu Aziz Milletin en büyük silahıyla; imanıyla, vatan sevgisiyle, yüreğiyle dimdik durduğu gündür.
Bugün 15 Temmuz;
Gözü dönmüş hainlerce sıkılan kurşunlara, atılan bombalara, yapılan saldırılara siper edilen bedenlerin; ahirete bırakılan buluşmaların, hem yardan hem serden geçenlerin günüdür bugün.
Bugün hüzün ve gururun aynı anda yaşandığı, hafızalarımızdan asla silmeyeceğimiz, bizden sonrakilere anlatacağımız, ne unutacağımız ne de unutturacağımız bir gündür.
Değerli Hemşehrilerim;
Yaşadığımız bu coğrafyada kalıcılığımızı tescillediğimiz 1071 Malazgirt Zaferi’nden bugüne kadar içeriden ve dışarıdan gerçekleştirilen birçok saldırıya üzülerek tanık olduk.
Artık bir asra çok yaklaştığımız Cumhuriyet tarihimizde de bu saldırılar varlığını devam ettirdi. Demokrasi dışı birçok müdahalelerle millet iradesi yok sayıldı.
Bunların en sonuncusu ise 15 Temmuz 2016’da kahraman ordumuzun içine sinsice sızmış, FETÖ’cü cuntanın hain darbe girişimi oldu.
Elhamdülillah başta Rabbimizin izni ve daha sonra Milletimizin dirayetiyle 15 Temmuz gecesinde hainlerine göz açtırmadık.
O gece iradesinin üstünde hiçbir güç tanımayan Türk Milleti devletinin yanında yer alarak tarihte eşi ve benzeri görülmemiş bir mücadele örneği gösterip; demokrasisine, istiklaline ve istikbaline sahip çıktı.
Çünkü çok iyi bildiği bir mesele vardır bizim Milletimizin oda tam olarak şudur;
Sadece büyük milletlere, büyük destanlar nasip olur.
İşte bu milletin en büyük destanlarından biridir 15 Temmuz.
Ve ödenen bedel ne kadar büyükse yazılan destan da o kadar ölümsüzdür. Hele ki ödenen bedel de canlar ise yazılan destan milletin yüreğinden asla silinemez.
Ülkemizin son zamanlarda yaşadığı gelişme, büyüme ve bölgesindeki gücünden rahatsız olan, beyinleri yıkanmış ve birer terör makinesi haline gelen alçak FETÖ mensuplarına o gece verilen ders, İstiklal Şairimizin bu veciz dizelerinde gizlidir.
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsa,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
İşte bu mukaddesata sahip Milletimiz; Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla kendisinden gasbedilen savaş uçaklarına, tanklara, helikopterlere, silahlara güvenen korkakların yüzüne atılan birer tokat olup, meydanları hınca hınç doldurmuş ve namusuna, bağımsızlığına, demokrasisine ve geleceğine sahip çıkmıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Aziz Milletimizin verdiği bu mücadele; vesayeti yeniden kurmak isteyenlerin hevesini kursağında bırakmış, milli bilince sahip bir milleti, hiçbir gücün durduramayacağını tüm dünyaya göstermiştir.
Bugünden sonra bize düşen ise bunu unutmamak ve unutturmamaktır;
15 Temmuz’u unutmayacağız.
Milli iradeyi unutmayacağız.
Havalimanlarını, Kızılay’ı, TBMM’yi unutmayacağız.
Boğaz içi köprüsünü, pencere hizasında uçan F16’ları unutmayacağız.
Beştepe’yi, Gölbaşı’nı, Özel Harekât’ı, Genelkurmay’ı, AKOM’u, TRT’yi, Türksat’ı unutmayacağız.
Zırhlı Birlikleri, Akıncıları, Özel Kuvvetleri, Ankara Emniyetini unutmayacağız.
Mavi Vatanı, Siber Vatanı, helikopterin ateş kustuğu Milli İstihbarat Teşkilatını unutmayacağız,
Hainler yere inmesin diye tarlasını yakan Kahramankazanlıları, Harşit Savunmasının torunlarını, 42. ve 47. Gönüllü Alayların Ruhunu, darbe girişimini öğrenir öğrenmez meydanlara akın eden Kadirşinas Giresunlu hemşehrilerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Hayatı ve özgürlüğü için ölümü göze alan bir millet asla yenilmez.” demiştir.
Oynanan karanlık oyunları feraset ve basiretiyle bozan bu necip Millet, şüphesiz yenilmezdir ve yenilemeyecektir.
Kıymetli Hemşehrilerim;
Ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan onurludur düsturuyla hareket eden, doğduğundan beri istiklale aşık olan böylesine onurlu ve kahraman bir milletin ferdi olmakla ne kadar iftihar etsek azdır.
Şüphesiz bizler kötülük odaklarının temsil ettiği tehlikelere karşı Şehit ve Gazilerimizin aziz hatıralarını Allah’ın izniyle sonsuza kadar yaşatmaya devam edeceğiz.
Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak ve gelecek hedeflerine taşımak için yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz.
15 Temmuz’dan sonra yakalanan sinerjiyle terörle mücadeleden suç örgütlerine, uyuşturucudan asayişe kadar bütün güvenlik başlıklarında yakalanan ivmeyi de inşallah sürdüreceğiz.
Bizden sonraki nesillere 15 Temmuz’u anlatmayı ve gençlerimizin demokrasiye, millet iradesine saygıyı içselleştirilmeleri için çabalamayı en büyük vazifelerimiz arasında görüyoruz.
Bu yaşananlar bize göstermiştir ki milletimizin karşılaştığı her tür güçlükle baş edebilecek cesareti ve gücü vardır. Önemli olan bu cesaretin ve cesareti gösterenlerin unutulmaması hatta bilhassa yaşatılmasıdır.
Şu hâlde bize düşen, bu emanete sahip çıkacak aklı ve iradesi hür, geniş ufuklu şuurlu nesiller yetiştirmektir.
Değerli Hemşehrilerim;
Fecri, muhteşem bir dirilişe dönüşen o karanlık gecede, şehadetleriyle arşa yükselen 4’ü hemşehrimiz olmak üzere 251 demokrasi şehidimizi saygı ve rahmetle, bedenlerini Türk varlığına armağan eden kahraman gazilerimizi de minnetle yad ediyor ve şu mısraların anlamına dikkat çekmek istiyorum.
Bu gün genç, ihtiyar, kadın, kız, kızan,
Uzanıp yatsak da çardak altında,
Boruyu çalınca yarın borazan,
Hemen toplanırız bayrak altında.
Bizi hiç tasalı görmez bu yerler;
Yiğitler, ölürken bile gülerler,
Yeter ki yaşayan er oğlu erler,
Bizi çiğnetmesin ayak altında.
Kalbimiz çırpınır yurdu andıkça,
Gözlerde zaferin nuru yandıkça;
Üstünde bu bayrak dalgalandıkça,
Gönlümüz rahattır toprak altında.
Aziz Türk Milleti; ecdadına, şühedasına, gazisina daima layık olmuştur, incitmemiştir, devraldığı şanlı bayrağı ileriye götürme arzusunu diri tutmuş ve geleceğe bu sayede güvenle bakabilmiştir.
Değerli Velilerimiz;
Biz her ne kadar Milletimizin genç fertlerinin milli bilinci kazanması için çaba göstersek de bu çabanın ailede ve toplumda da karşılığı olmalıdır.
Türkiye’nin vatan aşkına verilen bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin 15 Temmuz’dan bu yana her alanda devam ettiği evlatlarımıza güzelce anlatmalıyız.
Gelecek nesillerimizin de birlik ve beraberliğe olan inancı daim olduğu sürece Türkiye’nin haklı olduğu her mücadelede yeni zaferler kazanacağı da önemli bir gerçektir.
Sevgili Gençler,
Gücümüzü okumaya, düşünmeye, araştırmaya, üretmeye ve bunları paylaşmaya vermeliyiz. Geleceğe damgamızı bilimle, ilimle ve teknolojiyle sizlerin sayesinde vuracağız.
Meydanlarda kazanılan zaferler ancak bu düşüncelerle ve üretimle taçlandırıldığında anlam kazanır. Bu yüzden sizlere çok önemli vazifeler düşüyor. Elde ettiğimiz kazanımları korumanın yanında onları bir bayrak yarışı gibi çok daha ileri noktaları taşımalı ve sizden sonrakilerden de bunu istemelisiniz.
Sizlere geleceğin parlak ve güçlü Türkiye’si yolunda oldukça güveniyor ve inanıyoruz.
Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar.
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Bu mısralar sevgili gençler, sizlersiniz, Asım’ın nesli sizlersiniz. Bu kutsal vatanın emanetçileri sizlersiniz. Asım’ın nesli namusunu çiğnetmemiştir ve çiğnetmeyecektir
Kanla sulanmış toprağa düşen ay ve yıldız’ın şahitliğiyle büyüyen, 7 düvele meydan okuyanlarız. Bunu hiçbir zaman aklınız çıkarmayın.
Değerli hemşehrilerim;
O gece gönüllü alayların ruhunu yüreğinden hiç çıkarmayan 4 kahramandan, şehadete eren Giresunlu hemşehrilerimizden de kısaca bahsetmek istiyorum;
Şehit İsmail KEFAL…
32 yaşındaki şehidimiz, 15 Temmuz gecesi İstanbul’daki köprülerin kapatıldığını duyunca Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını beklemeden mahalledeki arkadaşlarıyla birlikte darbe girişimine karşı koymak için Fatih Sultan Mehmet Köprüsüne gitti.
Darbeciler tarafından vatandaşlara doğru sürülen tankın ilerlemesini engellemek isterken tankın namlusunun başının sağ yanına çarpması sonucu şehadet şerbetini içti. Memleketi Tirebolu ilçesinde toprağa verildi.
Şehit Emrah SAĞAZ…
İstanbul’un Esenler ilçesinde oturan 27 yaşındaki Emrah Sağaz, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısını duyar durmaz ağabeyi ile birlikte meydanlara çıktı. Atışalanı Caddesi’nde darbe girişimine karşı çıkan Sağaz, asker elbisesi giymiş hainlerin ele geçirdikleri tankı halkın üzerine sürmesi sonucu tankın altında kalarak şahadet mertebesine ulaştı.
1,5 yıllık evli olan Emrah Sağaz, 4 ay sonra baba olma mutluluğunu yaşayacaktı. 4 ay sonra dünyaya gelen Şehidimizin emanetine, kendi isteği olan Hiranur ismi verildi. Memleketi Çamoluk ilçesinde toprağa verildi.
Şehit Muharrem Kerem YILDIZ…
29 yaşındaki Muharrem Kerem Yıldız, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla darbeci askerlere karşı direnmek için sokağa çıkarak, kalabalık bir grupla, tekbirler getirerek 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne yürüdü ve hainler tarafından sıkılan tek kurşunla başından vurularak şehit edildi. İstanbul’da toprağa verildi.
Şehit Cengiz HASBAL…
35 yaşında, evli ve iki çocuk babasıydı. ‘Köprülerin, FETÖ’cü hainler tarafından tutulduğu haberini alır almaz Boğaziçi Köprüsüne giderek tepkisini göstermiş ve FETÖ’cü hainlerin açtığı ateş sonucu göğsünden ve kolundan vurularak ağır yaralandı, tam 19 gün sonra da şehadet şerbetini içti ve İstanbul’da toprağa verildi.
Allah onlardan razı olsun, şehadetleri kabul, kabirlerini nur eylesin.
Sevgili
Ey sevgili
En sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir var vardır
Hep suç bende değil, beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.
Bugün, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nü anarken aziz milletimizin her daim birlik, beraberlik içinde olmasını ve bu tür hadiselerin yaşanmamasını temenni ediyorum.
15 Temmuz gecesinin karanlığını aydınlığa kavuşturmak için sokaklara dökülen milletimizin her bir ferdine teşekkürlerimi sunuyorum.
Gazilerimizin her birine sağlıklı ve uzun ömürler dilerken başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere bugün aziz vatanımızda huzur içinde yaşamamızı sağlayan tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Sevgi ve saygılarımla kalın sağlıcakla” sözleriyle tamamladı.