Kıymetli Bursalı Hemşehrilerim;
Bugün, türkülere konu olan onbeşlilerin, gencecik liselilerin, öğretmenlerin, Harbiyeliler’in, velhasıl vatan uğruna 253 bin şehidin ölüme koşarak gittikleri ruhun adı olan Çanakkale Zaferinin 107.yıldönümüdür.
Bugün, beş dakika sonra şehit düşeceğini bile bile, atacak tek bir mermisi bile kalmamışken süngüsünü takıp siperde bekleyen Mehmetçik ve kahraman kumandanlarının, dünyanın en büyük güçlerini dize getirmelerini sağlayan ruhun ete kemiğe bürünmesinin yıldönümüdür.
Çanakkale muharebeleri; gönlü Tevhid kumaşıyla dokunan, Peygamber Efendimizin ahlâkıyla ahlâklanan ve O’nun yüce adını alan “Mehmetçik”in şahsında maddeleşen; dinimize, devletimize, vatanımıza ve nâmusumuza kastetmeye kalkışan düşmanlara karşı “Çanakkale rûhu” ile manganın tabur, bölüğün tümen, alayın ordu hâline geldiği; can kaygısının yerini şehâdet ideâlinin aldığı, “Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl.” parolasının yüreklerde dalgalandığı, cihat aşkıyla şahlanan kahraman ecdadımızın düşmanın çok üstün silah gücü karşısında bedenlerini kalkan yaptığı kahramanlık destanıdır.
Çanakkale; metrekareye 600 merminin düştüğü yerde, vatan savunmasının göğüs göğse yapıldığı, Mehmetçiğin, kurşun yağmuru altında, arada kalmış yaralı düşman subayını sırtlayıp düşman mevziine götürerek, insanlık dersi verdiği ruhun adıdır.
Bu ruh öyle bir ruhtur ki; ecdâdımızın; “İhtiyar dünya kuruldu kurulalı şu ‘Boğaz Harbi’nin eşi menendi hiç görülmedi!” dediği, âlimlerin de, “Dünya tarihinin dönüm noktası” diye nitelediği; İslâm’ın varlık-yokluk mücâdelesini veren Türk Milleti’nin, Boğaz’ı geçmek isteyen Haçlıların son teknolojiye sahip donanmalarını ve yedi düvelden oluşan ordularını; her türlü yokluğa, yoksulluğa, silah ve mühimmat eksikliğine rağmen; Allah’ın inâyeti, îman gücü ve vatan aşkıyla denizde ve karada yendiği; çelik ve barutun; inancın, imanın, azmin karşısında yenik düştüğü bir ruhtur.
Çanakkale bir diriliştir. Öyle bir diriliş ki; Türkmen’in, Kürt’ün, Zaza’nın, Arap’ın, Çerkez’in, Arnavut’un, Boşnak’ın, Pomak’ın, Laz’ın, Gürcü’nün Hilâl’in ışığını yüreklerine bölüştürmek ve îman sancağını daha da yükseltmek için; Al-Bayrağın gölgesinde bir araya geldiği, bir inancı, bir umudu, bir yudum suyu, bir kuru ekmeği, bir cepheyi ve bir siperi bölüştüğü, aynı dâvâ ve aynı sevdâ için vuruştuğu, aynı acıyı ve aynı sevinci paylaştığı ve “Türk Milleti” olduğunu her hâliyle ortaya koyduğu muazzam bir kükreyiştir.
Bu duygu ve düşüncelerle; “Çanakkale Geçilmez” sözünü tüm dünyaya kanıtlayan, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, onbeşlilerin, gencecik liselilerin, öğretmenlerin, Harbiyeliler’in, Yahya Çavuş’un ve Seyit Onbaşının nezdinde 253 Bin şehit vatan evladının ruhları şad, mekanları cennet, makamları şehadet, Çanakkale Zaferi ve Şehitler Gününün 107. yıldönümü kutlu olsun.