Yoksulluk, sürekli gelişen dünyada ülkeden ülkeye farklılık gösteren bir olgu olmaktan çıkmış, dünya üzerindeki tüm ülkeleri içerisine almış bir sosyal sorun haline gelmiştir. Yoksulluk bir ülkede belirli bir kesimi değil, toplumların nerede ise tamamını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen bir yara haline gelmiştir. Yoksulluğun doğurduğu sonuçlar itibari ile çeşitli olumsuzluklara ve sonlara neden olmaktadır. Yoksulluğun ortaya çıkış sebebi birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Buna bağlı olarak ise yoksulluk toplumlarda sürekli artan olaylara da (suç, dışlanma, hırsızlık, intihar vb.) sebebiyet vermektedir.
Toplumlarda yoksulluk riskini kadınlar erkeklere göre daha çok taşımaktadır. Bunun sebebinin başında kadınların cinsiyet eşitsizliğine uğramaları, iş gücünden erkeklere oranla daha az yararlanmaları, çalışma hayatında daha az imkanlara sahip olmaları kadınları daha çok etkilemektedir.
Yapılan araştırmalar göre dünya, aşırı zenginliğin içerişinde azınsanmayacak kadar fazla olan yoksulluğun içerisindedir. Bu dengesizli şu veriler ile açıklamak daha isabetli olacaktır.
Dünya nüfusunun % 10’u, toplam mal ve hizmetlerin % 70’ini üreterek dünya gelirinin % 70’ini elde etmektedir ki, bu yaklaşık kişi başına yıllık ortalama 30,000 ABD $’ına denk gelmektedir.
Öte yandan 6 milyarlık ( Haziran 2012 yılı itibari ile dünya nüfusunun 7 milyar civarında olduğu tahmin edilmektedir) dünya nüfusunun göre 2010 yılından sonra 2.8 milyarı -yaklaşık yarısı- günlük 2 dolarlık yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.
Bu nüfusun 1.2 milyarı ise (yaklaşık beşte biri), günlük 1 dolarlık sınırın altında yaşamlarını idame ettirmek zorundadır.
Zengin ülkelerde 100 çocuk içinde 1’den az oranda çocuk beş yaşına ulaşamamaktadır.
Yoksul ülkelerde ise, 100 çocuk içinde 5’den fazla oranda çocuk beş yaşına ulaşamamaktadır.
Zengin ülkelerde beş yaş altı çocuk nüfusunun yüzde beşi yetersiz beslenme ile karşı karşıyadır, fakir ülkelerde ise bu oran yüzde ellinin üstündedir
Yoksulluğa başka açıdan bakıldığında kırsal kesime oranla, kentlerde daha çok olduğu görülmektedir Yaşam olanaklarının arttığı bir yerde yoksulluk oranınında aynı oranda arttığını görmekteyiz .
Adaletsiz bir dünyada, adaletsiz bir gelir dağılımı ile bu uçurumun sürekli büyümesinin önüne geçilemez. Bırakın dünyayı sadece bir ülkede yapılan israfların önüne geçilebilse, gelir dağılımı eşit olarak paylaştırılsa beş tane ülkedeki yoksulları doyurur. Duyarlı olalım yoksulluk kimsenin seçtiği bir olgu değildir.