Vali Aydın Baruş, Ahilik Kültür Haftası ve Esnaf Bayramı nedeniyle Battalgazi Şehit Oğuzhan Günaydın Konferans Salonu’nda düzenlenen programa katıldı.
Programa Vali Aydın Baruş, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatif Başkan Ali Evren,siyasi parti temsilcileri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, STK temsilcileri ile esnaf odası başkanları katıldı.
Konuşmaların ardından söz alan Vali Baruş: “Bugün medeniyetimizin temel değerlerinden olan ve yüzyıllardır hayat anlayışımıza ve ticaret ahlakımıza yön veren en temel kurumlardan olan Ahilik Kültürü’nü yeni nesillerimize anlatmak ve aktarmak amacıyla kutlanan Ahilik Haftasını idrak etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Ahilik Haftası Kutlamalarının anlamına uygun bir şekilde Malatya İlinde gerçekleştirilmesinde emeği geçen Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanımıza ve Yönetimine çok teşekkür ediyorum.
Asırlardır Ahilik geleneğini ekonomik ve kültürel hayatında yaşatan, ahilik prensiplerini iş hayatında hakim kılan ve yeni nesillerimize aktarılmasında payı olan tüm esnafımızı tebrik ediyor, Ahilik Haftalarının hayırlı olmasını temenni ediyorum.
“Ahilik” günümüzde esnafa özgü bir kavram olarak algılanmakta, Ahilik denilince esnaf, esnaf denilince de Ahilik akla gelmektedir.
Bu kavramın günümüze ve geleceğe de ışık tutan çok daha derin ve geniş anlamı vardır.
Ahilik; dürüstlüğün, sevginin, dostluğun, yardımlaşmanın, hoşgörünün, bilginin ve dayanışmanın sanat ile birleşimidir.
Bu anlamda Ahilik işçinin, çalışanın, üretenin, namuslu kazancın, namuslu ticaretin ve adaletli yönetimin simgesi olmuştur.
Ahiliğin kaynağı fütüvvettir. Fütüvvet; genç, yiğit, cömert demek olan “fetâ” kelimesinden türemiş olup gençlik, kahramanlık ve cömertlik anlamında bir kelimedir.
Diğer taraftan Fütüvvet, “dünya ve ahirette halkı, nefsine tercih etmek”, “cömertçe vermek, başkasını rahatsız etmemek, şikâyet ve sızlanmayı terk etmek, haramlardan uzaklaşmak ve ahlâkî değerlere sahip olmak” diye tanımlanmıştır.
12. yüzyılda Kırşehir’e yerleşen Horasan erenlerinden Ahi Evran (1171–1262) Horasan, Harezm ve Türkistan bölgelerinden gelen Türk esnaf ve sanatkârlarını, ahlak, yardımseverlik, konukseverlik ve sanat birleşimi olan ahi kuruluşu içinde birleştirip örgütlendirmiştir.
Ahilik, toplumsal hayatımızda tarihi ve sosyo-ekonomik zorunlulukların ortaya çıkardığı mesleki, dini, ahlaki bir esnaf birliği kuruluşu olmakla birlikte; getirdiği değerler bakımından faziletli ve ahlaklı bir yaşamın esaslarını da ortaya koyar.
Tüm insanların hayatında önemi olan Bu esaslardan en önemlilerini ifade etmek işitiyorum.
“Fani dünyaya ait şeylerle övünmemek, böbürlenmemek.” Anlamına gelen ERDEM,
“Doğru sözü hikmetle yoğurmak, ilmin özünü kavrayabilmek.” Anlamına gelen İRFAN,
“Kötülüğe ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık vermek.” Anlamına gelen FAZİLET,
“Açıkta ve gizlide Allah’ın emir ve yasaklarına uymak, inanç ve ibadetlerinde samimi olmak.” Anlamına gelen İHLAS,
“İnandığı davada kararlılık göstererek sonuna kadar mücadele etmek.” Anlamına gelen AZİM,
“Vadinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak.” Anlamına gelen VEFA,
İkram ve kerem sahibi olmak.” Anlamına gelen CÖMERTLİK,
“Hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek.” Anlamına gelen ADALET,
“Bela ve kötülüklere karşı sabırlı ve tahammüllü olmak.” Anlamına gelen SABIR,
“İyi huylu ve güzel ahlaklı olmak, işinde ve hayatında kin, çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak.” Anlamına gelen İFFET,
“Hak için hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamak.” Anlamına gelen CESARET,
“Azla yetinmek, çoğa şükretmek.” Anlamına gelen KANAAT,
Ahilere, ahi babalarınca yaptırılmış olan zaviyelere gitmeye başlayışlarının ilk günlerinde şu ana ilkeler öğretilirdi ki, bu ilkeler yüzyıllarca Türk toplumunun yaşam anlayışının ayırıcı nitelikleri halinde sürüp gelmiştir:
Ahi olan kişinin üç şeyi hep açık, başka üç şeyi de hep kapalı olmalıdır.
Yoksullara, düşkünlere yardım etmek için Eli açık olmak,
Konuk olmak ya da ondan bir şey istemeye gelenler için Kapısı Açık Olmak,
Yoksullara, düşkünlere, konuklara yedirmek, açları doyurmak için Sofrası Açık Olmak,
Kimsenin ayıbını görmemek, kimseye kötü gözle bakmamak için Gözü Bağlı Olmak,
Kimsenin ırzına, namusuna, haysiyet ve onuruna kötülük etmemek için Beli Bağlı Olmak,
Kimseye kötü söylememek, kimse hakkında iftira etmemek, münafıklık, koğuculuk yapmamak için Dili Bağlı Olmak,
Ahilik aynı zamanda; Anadolu’da birliği, refahı, toplum düzenini sağlayan ve halkın maddî, manevî tüm ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda teşkilatlanan sivil toplum kuruluşu olmuştur.
Ahi zaviyelerindeki eğiticiler ahiler gençlere, ata binmek, sürek avına çıkmak, kılıç, ok ve kalkan kullanmak gibi şeyleri öğretirlerdi.
Osmanlı Devletinde 1361 yılından önceki yıllarda ordu kurulmadan ya da ordu gücünün düşman saldırısına karşı koymaya yetmediğinde ahiler, silahlarına sarılıp atlarına binerek savaş alanlarına koşarlardı.
Yine bu ahiler, pirler, yoldaşlar ve yol ataları gözetiminde, duygularını arındırmaya çalışan gençleri, zaviyelerde uyulan inançlara, kurallara alıştırmakla görevliydiler.
Yine bu öğretmen ahiler, öğretmesi için yanına verilen gence dinî bilgileri, yükümlülükleri öğrettiği gibi, insanlık değerlerini uygulamalı olarak belletirlerdi.
Ahilik Kurumunun banisi Ahi Evran ahlâk, konukseverlik, yardımseverlik ve sanatın karışımı olan ahiliği örgütleyerek onu, o denli saygın bir duruma getirmiştir ki dönemin emirleri, hükümdarları bile bu kuruma üye olmayı onur saymışlardır.
Osmanlı hükümdarı Orhan Gazi ve oğlu birinci Murad Hüdavendigar ahidirler.
Toplumsal yaşamımızda çok önemli rol üstlenmiş olan Ahilik Kültürünü bugün de yaşatmak ve bu kültürün bize miras bıraktığı ilkeleri hayat düsturu olarak gelecek nesillere aktarmanın milli birlik ve beraberliğimize, kardeşliğimize ve dayanışma ruhumuza çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.
Ahilik Kültürünü bugün de yaşatmaya çalışan Kıymetli Esnafımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.
Ahilik İlkelerinin günlük hayatımızda bizlere de rehber olmasını temenni ediyorum.
Zorda kalan insanlarımızın her zaman yanında olan, fakiri ve fukarayı himaye eden Esnafımıza her zaman destek vermenin tüm vatandaşlarımız için hem bir sorumluluk, hem de Milletimizin temel hasletlerinden olan Kadirşinaslığın bir gereği olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Ahilik Haftasını kutladığımız bugün vesilesiyle, Ahiliğin kurucusu olan ve bu teşkilata ismini veren Ahi Evran atamızı rahmetle anıyorum.
Helal kazanç ve insanlara hizmet yolunda alın teri döken tüm esnafımızın Ahilik Haftasını tebrik ediyorum.
Sizlere sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum” dedi.
Şed Kuşatma töreni akabinde Vali Baruş ve protokol tarafından “Yılın Ahisi Ödülü Mesut Derinpınar’a”, “Yılın Kalfası Ödülü Oktay Doğan’a” ile “Yılın Çırağı Ödülü ise Serkan Çayır’a verildi.