TÜBİTAK desteğiyle İTÜ’nün yürütücülüğünde başlatılan denizde deprem araştırma projesinde ilk deniz seferi tamamlandı. Projenin paydaşlarından olan AFAD’dan bir jeofizik yüksek mühendisinin de yer aldığı 11 kişilik bilimsel araştırma ekibi, iki haftalık seferinden döndü. TÜBİTAK MAM Gemisi ile İzmir Limanı’na yanaşan ekibi, TÜBİTAK Başkanı Mandal, AFAD Deprem Dairesi Başkanı Dr. Murat Nurlu, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Dr. Bülent İnanç karşıladı.
AFAD’ın da katkı sağladığı çalışma, Türkiye’nin tamamı milli imkânlarla gerçekleştirilen ilk denizde deprem araştırma projesi olma özelliğini taşıyor. 6,6’lık İzmir Depremi’nin yaşandığı fay bölgesinin araştırıldığı projede, karadan denize uzanan fayların karakter ve özelliklerinin belirlenerek haritalarının çıkarılması hedefleniyor. İlk deniz seferi ile “Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleriyle Belirlenmesi Projesinde” önemli bir adım tamamlanmış oldu. Araştırma ekibi, projenin 31 Mayıs’ta çıkılan seferinden 1.300 kilometrelik akustik veri toplayarak geri döndü.
Uluslararası Sularda Yapılan İlk Çalışma
Karşılama törenine katılan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, yaptığı açıklamada, geminin yaklaşık 2 hafta boyunca bölgedeki fayların depremselliği ve aktif tektonik özelliklerinin çıkartılmasına yönelik yoğun araştırmalar yaptığını, çalışma kapsamında batimetrik analizler ve akustik ölçümler yapıldığını anlattı.
“Bu bölgenin haritasının çıkartılması için gerekli olan ön bilgilerin tümü elde edildi.” diyen Mandal, projenin ilk seferinde kıymetli bilgilere ulaşıldığına dikkati çekerek “İlk kez elde edilen bilgiler var. Uluslararası sularda yapılan ilk çalışmaydı. Elde edilen bilgilerle biz bu bölgeyi şu an çok daha yakından tanıyoruz. Hızlı bir çalışma yapılacak 2-3 aylık zaman diliminde. Haritalandırma çalışmaları yapıldıktan sonra ikinci bir sefere çıkılacak. İkinci seferde karotlarla numuneler alınacak. Yaşlandırma yöntemiyle de, geçmişte hangi deprem aralıkları gerçekleşmiş bu bölgede ve geleceğe doğru nasıl bize yol haritasını çıkaracağını görmüş olacağız. Bunların tümü kamuoyuyla paylaşılacak.” ifadelerini kullandı.
Denizde Deprem Araştırması Yüksek Teknoloji Gerektiriyor
Araştırma ekibinin başında yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Gülsen Uçarkuş, denizde deprem araştırmalarının daha zahmetli olduğunu ve yüksek teknoloji gerektirdiğini dile getirdi. Özellikle bölgedeki aktif fay sistemlerinin denizdeki kısmıyla ilgili çalışmalarında önce deniz tabanının bir haritasını ortaya çıkarabilmeyi istediklerini kaydeden Uçarkuş, denizin içindeki katmanları kesen fayları analiz etmeye yönelik sistem kullandıklarını aktardı. Uçarkuş, ekibin yoğun ve özverili çalıştığını belirterek, “1.300 kilometrelik akustik veri topladık.” dedi.
Akustik verilerle, düşey bileşenli fayların katmanları nasıl kestiğini gözlemleyebildiklerini kaydeden Uçarkuş, “Bu da bizim burada başarılı bir harita yapabilmemizi sağlayacak. Nihai amacımız, ikinci ayakta tespit ettiğimiz aktif faylar civarında karotlarla jeolojik örnekleme yaparak, geçmişte meydana gelmiş depremlerin katmanlardaki deformasyonlarını tespit edeceğiz. Çökelimleri bulacağız ve yaşlandırmaya gideceğiz. Bu fayların ürettiği depremlerle, depremsel döngüyle, bu fayların depremselliğiyle ilgili önemli bilimsel bulgular elde etmeyi amaçlıyoruz.” şeklinde konuştu.