Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk, artık bir harf inkilabı yapmayı gerekli görmüştür. Bu doğrultuda, Atatürk’ün direktifi ve Bakanlar Kurulu’nun kararı ile Dil Encümeni, 26 Haziran 1928 tarihinde yeni bir alfabe hazırlamak için çalışmalara başlamıştır.
Dil Encümeni’nin titiz çalışmaları sonucunda her yönü ile Türkçenin ses yapısına uygun bir alfabe hazırlanmıştır.
Bu gelişmeler üzerine, okuma ve yazma öğrenmenin kolaylaştırılması, Türk Ulusunun kendi dilinin özelliklerine uygun, kolay öğrenilir bir alfabe sistemine sahip olması amacıyla şu anda kullandığımız harflerin kullanılmasını sağlayan Harf Devrimi, 1353 Sayılı Kanun ile 1 Kasım 1928’de kabul edilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, Harf Devrimi’nin başladığını Nutuk’ta şu şekilde ifade etmiştir; “Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Bizim güzel, ahenkli, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir.”
Mustafa Kemal Atatürk, 23 Ağustos 1928 tarihinde Tekirdağ’a gelmiş, sosyal yaşamımızda, dil ve kültür tarihimizde önemli bir yeri olan Harf İnkılabı’nın ilk uygulama alanı olarak Tekirdağ’ı seçmiştir. Tekirdağlıların büyük sevgi gösterileriyle kara tahta önünde en büyük devrimlerinden biri olan Harf Devrimi’ni başlatmıştır.
Tekirdağlılar ziyareti sırasında Mustafa Kemal Atatürk’e saygılarını göstermiş, yeni Türk harflerini öğrenme konusundaki isteklerini belli etmişlerdi.
Yeni Türk alfabesinin kabulü ile kültür alanındaki gelişmelerde gerekli hamlelerin yapılabilmesi kolaylaşmış ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşma ülküsü yolunda çok önemli bir adım atılmıştır.
Bu vesileyle, Atatürk’ün Tekirdağ’a gelişinin ve Harf İnkılabı’nın 94. Yıldönümü kutluyorum.