Osmaniye Valiliği himayesinde İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü koordinesinde düzenlenen İl Risk Azaltma Planı 1. Çalıştayı Vali Dr. Erdinç Yılmaz Başkanlığında yapıldı. Öğretmenevinde düzenlenen Çalıştay’a Vali Dr. Erdinç Yılmaz’ın yanı sıra Vali Yardımcısı Adem Yılmaz, AFAD İl Müdürü Serhat Bulut, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Öğretim Üyeleri, kamu kurum ve kuruluşları il müdürleri katıldı.
Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan İl Afet ve Acil Durum Müdürü Serhat Bulut, “Afet Risk Azaltma Planı’nın temel hedefi, yerleşimlerin doğal, teknolojik ve insanlardan kaynaklanan nedenlerle meydana gelebilecek afetlere maruz kalınmasını ortadan kaldırmak ve mümkün değilse azaltmak amacıyla kısa, orta ve uzun vadeli eylemlerin belirlenmesidir. Afetlere maruz yerleşimlerde afet tehlikesi ve zarar görebilirlikleri, başka deyişle riskleri belirlemek ve stratejik planlama yöntemleri kullanarak Afet Risk Azaltma Planları geliştirmek dirençli toplumlar oluşturulabilmesi için bir gerekliliktir. Bu kapsamda hazırlanacak “Osmaniye İl Afet Risk Azaltma Planı” Osmaniye ilinin afet riskleri, fiziki ve coğrafi yapısı göz önünde bulundurularak olası afet kayıplarını en aza indirmek amacıyla alınması gereken önlemler ile uygulanması gereken stratejiler ve eylemleri tanımlayan bir belge olacaktır.”diye konuştu.
Toplantıda konuşan Vali Dr. Erdinç Yılmaz ise yaptığı konuşmada, Afet yönetiminin Ülkemizde çok önem arz ettiğini ifade ederek, “Bugün, Bakanlığımızın, Hükümetimizin öncülüğünde, bütünleşik afet yönetim sisteminin etkin kullanılması için bu çalışmaları hep birlikte yapıyoruz. Ülkemiz bugüne kadar çok büyük afetler yaşadı. Özellikle 1999 depreminden sonra çok önemli kararlar ve uygulamalar hayata geçirildi. Son dönemlerde afet yönetiminde dünyaya örnek olacak başarılara imza atıldı. Bunda toplumumuzun yardımseverliği, insanlık anlayışı, zor zamanlarda birlikte olma anlayışı ve devletimizin aldığı kararlar çok etkili oldu. En son yaşanan Van ve İzmir depremlerinde çok kısa sürede yaralar sarıldı, çok hızlı bir müdahale yapıldı ve bu müdahaleler dünyaya örnek olacak hızda ve başarıda oldu. Bunları daha ileriye nasıl götürebiliriz konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”dedi.
Vali Yılmaz konuşmasının devamında, afet öncesi çalışmaların önemini vurgulayarak, ”Bunların içinde en önemlisi de depreme karşı yapı stokunun güçlendirilmesidir. Bu anlamda sadece Devletimizin değil vatandaşımızın da bu işi sahiplenmesi gerekiyor. Depreme dayanıklı olmayan binaların bir an önce yıkılması gerekiyor. Bu çalışmayı biz başlattık, ilk toplantımızı da Bahçe İlçemizde yaptık. Yıkılması gereken binaların Kaymakamlıklarımız, Belediyelerimiz ve vatandaşımızın işbirliği içerisinde yıkılması ve tespiti yapılamayanların tespitinin bir an önce yapılması gerekiyor. Osmaniye İlinde ana fay hatlarının üzerinde bu nedenle depreme karşı hazır olmamız gerekiyor. Afetlerin zamanını önceden kestirmek mümkün olmadığı için bir an önce hazır olmak, binalarımızın depreme dayanıklı hale getirmek zorundayız. Bu maliyetli bir iş ama başarmak zorundayız. Bu konuda Devletimizin desteği var. Biz de bu anlamda vatandaşlarımıza destek olacağız.”dedi.
Vatandaşların bilinçlenmesinin de önemine değinen Vali Yılmaz, deprem kadar diğer afetlere de hazırlıklı olunması gerektiğini belirterek, köyler taşkın alanı içerisindeyse ya da heyelan riski varsa bir an önce taşınması gerektiğini söyledi. Vali Dr. Erdinç Yılmaz sözlerinin devamında, “Afet öncesi çalışmalar konusunda da aynı afet sonrası çalışmalarında olduğu gibi dünyaya örnek olacak bir çalışmayı gerçekleştirmemiz lazım. Bunu yapabiliriz. Buna gücümüz ve imkânımız var. Deprem öncesi çalışmalara harcanarak miktar, deprem sonrasında harcanan miktardan daha düşük, bundan çok daha önemlisi ise deprem öncesinde yapılacak çalışmalar sayesinde insanlarımızın hayatını kurtarmış oluyoruz. Bu nedenle bu çalışmaları bir an önce yapmalıyız.”dedi.
Vali Dr. Erdinç Yılmaz sözlerinin sonunda içinde bulunduğumuz koronavirüs salgınının da bir tür afet olduğunu belirterek, “Maalesef ilimiz çok riskli iller arasında yer alıyor. Yoğun bir mücadele içerisindeyiz. Bütün vali yardımcılarımız, kaymakamlarımız, il müdürlerimiz, daire amirlerimizle birlikte hepimiz alandayız. Ama bu mücadele sadece resmi kurumların mücadelesiyle, vatandaşlarımızın sadece bir kısmının katılmasıyla kazanılacak bir mücadele değil, hepimizin mücadele etmesi gerekiyor. Kimsenin “beni ne ilgilendirir” ya da “bana ne” dememesi gerekiyor. Denetimlerimiz sırasında vatandaşlarımızdan kurallara uymayanları uyarmalarını istediğimizde şöyle cevaplar alıyorum; “biz kurallara uymayanları uyardığımızda “sana ne” diyorlar.“ Kimse böyle bir şey söylememeli çünkü bu hepimizi ilgilendiriyor. Bu nedenle hepimiz mücadele etmeliyiz. Bu bir insanlık görevi. Özellikle ev, akraba, komşu ve taziye ziyaretleri bulaşın en önemli kaynakları. Bu konuda özellikle dikkatli olmamız gerekiyor. Kurallara uymayanları da mutlaka uyarmamız lazım. Herkesin bu mücadelede desteğine ihtiyacımız var.”dedi.