Çanakkale Zaferi; Türkiye Cumhuriyeti Devletini Hazırlayan Süreçtir

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferini Anma Programı kapsamında Kocaeli Valisi Seddar Yavuz ve eşi Selda Yavuz’un ev sahipliğinde, Şehitlerimizin emanetleri, Gazilerimiz ve yakınlarıyla, onurlarına verilen yemekte bir araya geldi.
 
Antikkapı Restaurantta düzenlenen programa; Vali Seddar Yavuz ve eşi Selda Yavuz’un  yanı sıra Deniz Eğitim- Öğretim ve Garnizon  Komutanı Tümamiral Ayhan Gedik ve eşi, Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Aziz Bakıoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Yaşar Çakmak, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, Adalet Komisyonu Başkanı Muhiddin Paça, Vali Yardımcıları, Kaymakamlar,  Emniyet Müdürü Veysal Tipioğlu, İl Jandarma Komutanı Kd. Alb. Yavuz Selim Kapancı, daire müdürleri, siyasi parti temsilcileri, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kocaeli Şube Başkanı Nurettin Recep Sağlık ve eşi, Türkiye Harp Malülü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Kocaeli İl Temsilcisi Şaban Arlı ve eşi, şehitlerimizin emanetleri, gazilerimiz ve yakınları katıldı.
 
Vali Seddar Yavuz ve eşi Selda Yavuz hanımefendinin, şehitlerimizin aileleri ve gazilerimizin masalarını tek tek dolaşarak konuklarını selamlamaları ile başlayan programda Fevziye Camii Müezzini Hikmet Akça tarafından Kur’an-ı Kerim tilaveti ve dualar edildi. 

 

Arif Nihat Asya’nın “Dua’ adlı şiirinin okunmasının ardından protokol üyeleri, şehitlerimizin emanetleri ile gazilerimize davete icabet ettikleri için teşekkür ederek sözlerine başlayan Vali Seddar Yavuz yaptığı konuşmalarında; “Davetimize icabet ederek bizleri onurlandırdığınız için sizlere minnettar olduğumuzu belirtiyor, şükranlarımızı arz ediyoruz. Aziz Türk Milletinin 1071’de başlayan diriliş ve kıyamı bize bir Selçuklu, bir Osmanlı ve bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti bahşetmiş, İ’la-yı Kelimutullah’ı Viyana kapılarına kadar götürmüş, Hakk’ın, hukukun yanında durmuş, zalimlerle mücadele etmiş kutlu bir neslin evlatlarıyız. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okumuş, Türk tarihi ile birazcık olsun tanışmış biri olarak tarihimizi her okuduğumda açıkçası ecdadımızla gurur duyuyor, her birini minnet ve şükran duygularıyla anıyorum. Ne mutlu ki tarihimiz tertemiz. Ecdadımız sömürmeyi, katletmeyi ve böbürlenmeyi kendine hedef seçmemiştir. Ecdadımızın hedefi; Allah’ın rızasına kavuşmak, Allah’ın kelamını yaymak, tebliğ etmek, mazlumların, mağdurların gözyaşını silmek, yüzlerdeki tebessümün sebebi olmak. Zaten eğer ulvi bir davanız yoksa her yapılan işi sıfırla çarparsınız. O yüzdende bütün öğrenci kardeşlerime, meslektaşlarıma ve kamu çalışanlarına diyorum ki; şu mesleğe gelmek istiyorum, bu işi yapmak istiyorum ya sonra? Eğer daha ulvi bir hedefiniz yoksa? Aziz Türk Milletine hizmet etmek, onun emrinde olmak, hakkı, hukuku tutup kaldırmak ya da hakkın hukukun yanında yer almak gibi bir davanız yoksa açıkçası ne olursanız olun yaptığınız her şeyi sıfırla çarparsınız. O yüzden bizler böylesine yüksek ideallerle yoluna devam eden, ideali, ülküsü olan, dün ne olduğunu bilen, bugün ne olduğunun farkında olan ve yarın ne olacağından emin olan aziz ve kutlu bir milletin evlatlarıyız, hamd olsun.

 

 

Şehitlerimizin emanetleri ile gazilerimize her zaman şükran duyduğunu belirten Vali Yavuz; Uzun yıllardır sizlerle birlikteyim. Bu sene 33. hizmet yılımı tamamlıyorum. Sizleri her gördüğümde, her defasında minnet ve şükran duygularıyla önünüzde saygıyla eğiliyoruz. Hepinizin bildiği gibi büyük milletlerin özellikleri vardır ama en önemlilerinden bir tanesi: vefadır. Eğer bir milletin fertleri kendisine hizmet eden, fedakarlık gösteren, canından vazgeçen insanlara değer vermiyorsa, hak ettiği saygıyı göstermiyorsa o milletin büyüklüğünden bahsetmemiz mümkün değildir. Biz millet olarak bize bırakın bir iyilik yapmayı tebessüm edeni bile unutmayız. O açıdan da Anadolu’nun ücra bir köyünde doğmuş bugün bu görevi icra eden ve Türk kültür ve medeniyetinin içinde yetişmiş birisi olarak biliyorum ki bizim şimdi en ücra köyümüzde, mahallemizde vefa duygusu en üst seviyede yaşıyor, yaşatılıyor. Aziz Türk Milleti sizlerle gurur ve onur duyuyor.  Sizlere büyük bir hürmet gösteriyor. Şehitlerimiz sadece sizin evlatlarınız değil, onlar 85 milyon Türk Milletinin evladıdır. Onları bağrına basıp, gönüllerinde yaşatırlar. Ne zaman bir şehit çocuğu görse, ne zaman bir şehit babası görse iç çeker. Çünkü onu başkasının çocuğu olarak değerlendirmez. Bizde devlet olarak bütün imkanlarımızla, her daim sizin hizmetinizde ve emrinizde olmaktan onur ve gurur duyduk, duymaya da devam edeceğiz. 

 

 

Şehitlerimizin Allah katında rızıklanmaya devam ettiğini vurgulayan Vali Yavuz; Kimisi ölürken kendisini, ailesini ve milletini utandırır. Kimisi ölürken hem kendini, hem ailesini, hem de milletini şereflendirir, onurlandırır, gururlandırır.  Ne mutlu size ki şehit annesi ve babasısınız. Ne mutlu size ki şehidin çocuğusunuz. Çünkü şehidimiz giderken hepimizde büyük bir acı ve keder bıraktı. Ama emin olun ki Allah’ın katında rızıklanmaya devam ediyor. Biraz önce hocamızın okuduğu Ayet-i Kerimelerde; ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Bilakis onlar diridirler. Fakat siz onu bilemezsiniz.’ ve “Allah yolunda öldürülenler ölü değildir. Allah katında rızıklandırılıyorlar.” denmektedir. Şehitlik makamıyla ilgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) buyuruyor ki; ‘Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve tekrar tekrar şehit olmayı ister.’ Elbette hepimizin içi buruk. Ama bir taraftan da gururluyuz. Biliyoruz ki; şehitlerimiz ölmedi bizimle beraber yaşıyor.  

 

Çanakkale Zaferinin genç bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşunun önünü açtığını belirten Vali Yavuz;  Bu vatanda yaşamanın bedeli can verecek evlatlarının hazır olmasıdır. Zihinlerimizi hiç kimseye kaptırmayacağız. Ay Yıldızlı Al Bayrağımızı indirtmeyeceğiz. Ezanlarımızı minarelerden dindirtmeyeceğiz. Küresel çetelerin Türkiye’ye kurmuş olduğu tuzakları bozacağız. Biz tek başına da olsa bu vatana sahip çıkacağız. Çünkü bu ülke İslam’ın son kalesidir. Bu ülke yok olduğunda herkesin yok olacağını herkes bilmelidir.      O yüzden birlik ve beraberliğimize, kardeşliğimize sımsıkı sarılacağız. Aramıza nifak tohumu ekmek isteyenlere hayır, dur diyeceğiz. Eleştiriliriz, hakarete uğrarız bunlar bu yolda olabilecek şeyler. Bir şehidimizin çocuğunun gözüne baktığımda haya ediyorum, utanıyorum. Şehitlerimizin çocuklarının hakkını Vali savunmayacak da kim savunacak. Sizlerin hakkını, hukukunu ben savunmayacağım da, sizlerin yanında durmayacağım da kimin yanında duracağım. Devlet durmayacakta kim duracak. Her zaman yanınızdayız, hizmetinizdeyiz.    Bize ne denirse densin, size ne denirse densin bu vatana sahip çıkacağız. Çünkü birinin görevi gerektiğinde cephede can vermektir, diğerinin görevi onu hakkıyla savunmak, hukukunu korumaktır. Bir kez daha sizlere minnet ve şükran duygularımı ifade ediyorum. Çanakkale Zaferimizin 107. Yılını kutluyorum. Çanakkale Zaferi bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletini hazırlayan süreçtir. O direniş, o kutlu zafer genç bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşunun önünü açmıştır. Dolayısıyla Cumhuriyetimizin banisi, eşsiz komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aziz şehitlerimizi, ebediyete irtihal etmiş bütün gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum. Ayrıca Anadolu’nun vatan yapılmasında bugüne kadar şehit olmuş, akıl ve alın teri dökmüş tüm büyüklerimizi rahmetle bir kez daha yad ediyorum. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Sizleri seviyoruz, sizlerin emrindeyiz. Allah’a emanet olun.” dedi.

 

Konuşmalarının  ardından Vali Seddar Yavuz ve eşi Selda Yavuz ile protokol üyeleri, şehitlerimizin yakınları, gaziler ve aileleri ile yemek yiyerek, onlarla  tek tek yakından ilgilendiler ve sohbet ettiler. 
 
İl Müftüsü Sinan Cihan’ın yemek duasını yapmasının ardından Yavuz Çifti şehitlerimizin yakınları ve gazilerimizle günün anısına fotoğraf çektirdiler.