0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ramazan ayında gün içerisinde susuz kalmamak için iftar ve sahurda kesinlikle tüketilmemesi gereken besinler vardır. Aksi halde uzun periyodik susuzluk bedende önemli komplikasyonlara davetiye çıkartabilir. Bunlardan en değerlisi gün içinde daima yorgunluk ve baş ağrısı rahatsızlıklarıdır. Pekala Ramazanda susuzluğa düzgün gelen besinler nelerdir? Sahurda iki bardak kefir içerseniz…

Sağlıklı bir beden için en temel muhtaçlık sudur. Su bilhassa organların fonksiyonelliğini sağlar. Bunun yanı sıra kan basıncını istikrarlar. Beden içindeki oksijeni eşit bir formda dağıtarak önemli hastalıkların yaşanmasını önler. Bu yüzden uzmanlar bir insanın gün içinde 2.5 litre su tüketilmesini tavsiye eder. Lakin Ramazan ayında su tüketimi azalır. Bunun önüne geçmenin en kıymetli yolu iftar ve sahurda sıvı oranı yüksek besinler tüketmektir. Birebir vakitte bu besinler vitamin ve mineral deposu olmalıdır. Beden açlık ve susuz kalacağı müddette sıvı tıpkı vakitte vitaminleri kullanarak daha dinç kalır. Bilhassa çalışanlar için uzmanlar bu besinlerin iftar ve sahurda orta öğün olarak da tüketilmesi gerektiğinin altını çizer. Gün içinde rastgele bir besin ya da su tüketmeyen beden organlarının fonksiyonelliğine devam etmek için gerekli olan su tıpkı vakitte kilo alma ya da verme üzere sıhhat meselelerini da mahzurlar. Metabolizmanın daha sağlıklı işlemesi için gerekli olan su ve sıvı ölçüsü yüksek olan besinler iftar sonrası hantallaşan bedende yağ birikimin önüne geçer.

RAMAZANDA SUSUZLUĞA DÜZGÜN GELEN BESİNLER NELERDİR?

• Ramazan ayında iftarda ve sahurda beden sıvısını dengelemek için su başlı başına tahlil değildir. Bunun için sıvı oranı yüksek besinlerde tüketilmelidir. Antioksidan bakımından güçlü olan erik, kiraz ve çilek üzere besinler bedenin toksin atmasını sağlarken gereksinimi olan sıvıyı da rahatlıkla karşılar. Bu yüzden iftarda, orta öğünde ya da sahurda bu besinlerden elde edilen meyve suyu yahut komposto tüketmekte yarar var.

•  Vücudun hem sıvı hem de probiyotik gereksinimi için yoğurt ve süt önerilir. Tıpkı vakitte yüzyıllardır beden sıhhatine inanılmaz tesirleri olduğu bilinen kefirde bunlar ortasında yer alır. Ramazan uzunluğu azalan öğün ölçüsü bedenin gelişimine katkı sağlayan vitaminlerin de azalmasına neden olabilir. Lakin uzmanlar sağlıklı ve şuurlu bir beslenmenin bunu önlediğini vurguluyor. Kemik ve kas gelişiminde da yararı olduğu bilinen bu besinleri Ramazan boyunca sofralardan tüketilmemesi gerekir. 

•  Ramazan ayında susuzluğa bağlı sıklıkla yaşanan rahatsızlıklardan biri de mide hastalıklarıdır. Hazımsızlık ve ülser çoklukla bu ayda artar. Bununda önüne geçmenin en kolay yolu kavun, karpuz ve kividir. Bu besinler tabiatta sıvı bakımından en zenginleridir. Bunun yanı sıra sindirim sistemini düzenleyen vitaminlere sahiptir. Bilhassa bağırsakların işlevini düzenleyen karpuz ve kavunu uzmanlar iftar ve sahur ortasında tüketilmesini tavsiye eder. Bu besinler bedenin sıvı oranını dengelerken kanın muhtaçlığı olan doğal şekeri de sağlar. Ayrıyeten uzun müddet beden direncini artırır.

• Sıvı oranı bedende niyet bağışıklık sistemi olan her unsura antikor üretir. Bu da bedenin iç savaşına yol açar. Birdenbire yükselen ateşler ve baş ağrıları bedenin gücünü düşürür. Tüm bunların önüne geçmek için İftarda çorba tüketilmesinde yarar var. Bilhassa domates, yoğurt ya da tavuk suyundan yapılan çorbalar bedenin muhtaçlığı olan vitamini sağlarken sindirimi yumuşatır. Gün içinde bedenin virüs ve bakterilere karşı direncini de artıtır.

• Salatalıkta da sıvı oranı epeyce yüksek olduğundan bu süreçte salatalık tüketimi de önerilir. Bilhassa uzmanlar yoğurtla bir arada tüketimini tavsiye eder. Salatalık bedenin sıvı oranını artırırken cildinde güzelleşmesini takviyeler. 

SAHURDA İKİ BARDAK KEFİR İÇERSENİZ…

Süt ve yoğurda oranla daha az bakteri üreten kefir Ramazan ayında bilhassa sahurda tüketilmesi tavsiye edilir. Amerika da yapılan araştırmalarda kefirin insan sıhhatine inanılmaz yararları olduğunu vurguluyor. Fermantasyona uğrayan süt ve yoğurttan meydana gelen kefir, susuzluğa da yarar sağlar. Bağışıklığı güçlendiren kefir, virüslere karşı direnci artırır. Bağırsak florasını istikrarlar. Hazımsızlık ve şişliğin yaşanmasını maniler. Kan basıncını düşürerek kalp ve damar hastalıklarını önler. Cildin deforme olmasının önüne geçer. Birebir vakitte kefir, böbrek üstü bezleri çalıştırdığında tesirli olduğu gözlemlenmiştir. Bu sayede bedenin sıvı oranı daima yenilenmektedir.