15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün 6. yıl dönümünde ilimizde bir dizi etkinlik düzenlendi.
İlk olarak Asri Mezarlık’ta Asker ve Polis Şehitlikleri’ni ziyaret eden Denizli Valisi Sayın Ali Fuat Atik, 11. Komando Tugay ve Garnizon Komutan Vekili İstihbarat Kurmay Albay Aziz Çiçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve diğer protokol üyeleri, okunan duaların ardından şehit yakınlarıyla yakından ilgilenerek şehit mezarlarına karanfil bıraktı.
Şehitlik ziyaretinin ardından Denizli Valisi Sayın Ali Fuat Atik ve diğer protokol üyeleri 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’nda Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ülkemizde ve şehrimizde 15 Temmuz 2016’da yaşanan kahramanlıkları konu alan fotoğraf sergisini gezerek anı defterini imzaladı.
Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında tören düzenlendi. 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’nda yapılan törene, Denizli Valisi Sayın Ali Fuat Atik, Denizli Milletvekilleri Şahin Tin, Ahmet Yıldız ve Nilgün Ök, 11. Komando Tugay ve Garnizon Komutan Vekili İstihbarat Kurmay Albay Aziz Çiçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Vali Yardımcıları Mehmet Okur ve Rıza Dalan, Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut, Merkezefendi Kaymakamı Dr. Adem Uslu, İl Emniyet Müdür Vekili Osman Kutlu Balak, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Veysel Yanık, Pamukkale Belediye Başkanı Avni Örki, İl Müftüsü Mehmet Aşık, diğer protokol üyeleri ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve siyasi parti il başkanları katıldı.
Denizli Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Türk tasavvuf musiki konseri ile başlayan programda kahramanlık türküleri seslendirildi, Türk sanat müziği konseri verildi. Dev ekrandan 15 Temmuz 2016’da yaşananların anlatıldığı sinevizyon gösterileri gerçekleştirildi.
Törende saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okunmasının ardından Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşma, Büyükşehir Belediyesi binasına kurulan dev ekrandan alanda toplanan vatandaşlara canlı olarak aktarıldı.
Denizli Valisi Sayin Ali Fuat Atik yapmış olduğu konuşmada:
“Değerli Şehit Ailelerimiz,
Değerli Gazilerimiz,
Kıymetli Denizliler,
Kıymetli Misafirler,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Bugün, burada, aziz milletimizin var olma mücadelesi vermek zorunda kaldığında neler yapabileceğini umumi âleme gösterdiği şanlı bir günü kutlamak, kara bir gecenin aydınlık bir sabaha nasıl dönüştüğünü bir kez daha hatırlamak için bir araya geldik.
Bugün, Türk’ün gücünü, cesaretini, vatan aşkını ve istiklal sevdasını sorgulayanlara bu yüce hasletlerin kaynağını göstermek, daha önce eşi-benzeri yalnızca şanlı ecdadımızca yazılmış bir kahramanlık destanını tekrar idrak etmek için bir araya geldik. Ve bugün, vatanı, istiklali uğruna, birlik-beraberliğine halel getirmemek uğruna, o hain gecede şehadet şerbetini içen 251cesur yürekli şehidimizi, 2193 kahraman gazimizi ve yüreği vatan-millet aşkıyla çarpan bu toprakların gerçek sahibi milyonları, bir kez daha anmak, onlara şükranlarımızı sunmak, vefa borcumuzu ödemek için bir araya geldik. Bu anlamlı programa hepiniz hoş geldiniz.
15 Temmuz, iyi ile kötünün, hak ile batılın, imanla inkârın mücadelesidir. 15 Temmuz, sergilenen vahşet ve hainlikle tarihimizde eşi benzeri olmayan kara bir gündür. O günün hedefi -hiç kuşkusuz- önce milletimizin birlik ve beraberliğini parçalamak, oluşturulan karmaşa ortamının ardından ülkemize diz çöktürmek ve nihayetinde topraklarımızı yağmalamaktır. O gün, belki yıllarca sürecek bir karmaşanın tohumları, bedeli kanla ödenmiş topraklarımıza ekilmeye çalışılmıştır. Ancak bu hain darbe girişimine imza atan FETÖ mensuplarının ve efendilerinin hesap edemedikleri, karşılarındakinin asil Türk milleti olduğudur. Aziz milletimiz 15 Temmuz gecesinde, “Ecdâdımızın heybeti marûf-ı cihandır. Fıtrat değişir sanma! Bu kan, yine o kandır.” diye haykırmış, tıpkı kurtuluş mücadelesinde olduğu gibi “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” şiarı ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, bu ihanetin karşısında durmuş, bir kez daha canı pahasına, inancına, ülkesine, devletine, demokrasisine ve geleceğine sahip çıkmak için sokaklara, meydanlara dökülmüştür. O gün, milletimiz doğulusundan batılısına, köylüsünden şehirlisine, işçisinden patronuna, henüz bıyıkları terlememiş gencinden 70’lik ihtiyarına kadar; parti, meşrep, mezhep farkı gözetmeksizin darbeciler karşısında tek vücut olmuş; bir toprak nasıl vatan olur ve o vatan nasıl korunur sorusunun cevabını cümle âleme göstermiştir. O karanlık gecede, selaları susturan darbeyi bertaraf ederek darbeyi susturan selalar eşliğinde sabahın aydınlığına kavuşan bu aziz millet, FETÖ’cü hainleri yerle yeksan etmiş, 15 Temmuz destanını şanlı tarihimize yazdırmıştır.
Kıymetli misafirler,
Üstat Akif’in dediği gibi “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez, Toplu attıkça yürekler, onu, top sindiremez.” 15 Temmuz darbe girişiminin bertaraf edilmesinde kuşkusuz en büyük pay, bir olmanın gücünü köklü tarihindeki sayısız emsalden bilen Türk halkına aittir. O gün halkımız, yüreğinin tam ortasına dayanan silahlara meydan okumuş; canından, cananından, kardeşinden, evladından vazgeçerek sinsi planları yırtıp atmış, yüksek duvarları yıkıp geçmiş, yurduna namahrem elinin değmesine müsaade etmemiştir. Milletimiz o gece, tıpkı 1071’de Malazgirt’te, 1453’te İstanbul’da 1919’da Samsun’da yaptığı gibi topraklarına, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır. Milletimiz, Sevr hayalleri peşinde koşan odaklara karşı bir asır önce Kocatepe’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da ne cevap vermişse 15 Temmuz’da da aynı ruh ve kararlılıkla saatler içinde aynı cevabı vermiş, yüksek ferasetini ve vatanperverliğini bir kez daha göstermiştir. Nene Hatun’u, Sütçü İmam’ı, Şerife Bacı’yı, Hasan Tahsin’i yetiştiren bu millet, 15 Temmuz gecesi de vatan sevgisiyle dolu yüreği ve beylik tabancasından başka silahı olmayan; vücuduna saplanacak mermileri milletimize hizmetinin nişanesi olarak gören Ömer Halisdemir’i, Baştabya Kışlası’ndan çıkan tankları engellemek isterken henüz hayatın baharında tankların altında kalarak şehit olan Engin Tilbaç’ı, o günkü ismiyle Boğaziçi Köprüsü’nde “Ölmek var, dönmek yok!” diyerek herkesin mermilerden kendini siper ettiği bir anda FETÖ’cü hainlerin üzerine koşarken şehit edilen Sevgi Yeşilyurt’u ve daha nice kahramanı bağrından çıkarmış, iman dolu göğsü ve çelikten iradesiyle darbeye, esarete, parçalanmaya mâni olmuştur.
Değerli Misafirler,
Türk olmak gururdur, Türk olmak onurdur ama Türk olmak zordur. Çünkü insanlık tarihine yön vermiş, milletlerin kaderinde derin izler bırakmış, mazisi şan ve şerefle dolu bir milletin mirasçısı olmak, bizlere ayrı bir sorumluluk yüklemektedir. Geçmişten tevarüs eden husumet ve huzursuzlukların bugün farklı yol ve yöntemlerle tedavüle sokulması devamlı surette tetikte ve teyakkuz halinde olmamızı, yeri geldiğinde tüm dünyaya karşı dik durmamızı gerektirmektedir.
Yaşadığımız coğrafyada ayakta durmanın, büyümenin, gelişmenin zorluğu malum ve mazbut bir gerçektir. Dünyanın gözdesi bir coğrafyayı bin yıldır vatan kılmanın ve vatan olarak tutmanın bedeli ağırdır. Ama tüm bu zorluklara rağmen bu cennet vatanın kahraman evlatları, içerde ve dışardaki tüm şer odaklarına karşı mücadelesini artan bir kararlılıkla her daim sürdürecektir. Milletimize karşı sinsi niyetler besleyen muhterisler başarılı olamayacaklardır. Daha büyük, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye’nin inşasına engel olamayacaklardır. Acuna adalet için getirilen bir millet, dün olduğu gibi bugün de yarın da var olacaktır. Bu noktada bize düşen, beraberliğimizi ve kardeşlik ahdimizi korumak, geçmişi iyi okuyup geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilmek için gece gündüz demeden çalışmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle cennet vatanımızı bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ülkemizin kuruluşundan bu yana sürdürülen varlık mücadelesinde şehadet şerbetini içen tüm kahramanlarımızı, 15 Temmuz gecesi devletinden, milletinden, demokrasiden ve büyük Türkiye idealinden yana olup büyük bir destan yazan bütün vatan evlatlarını sonsuz minnet, şükran ve rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize ve kalbi ülke sevgisiyle çarpan milyonlarca vatandaşımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, saygı ve selamlarımı iletiyorum.” dedi.
Değerli Gazilerimiz,
Kıymetli Denizliler,
Kıymetli Misafirler,
Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Bugün, burada, aziz milletimizin var olma mücadelesi vermek zorunda kaldığında neler yapabileceğini umumi âleme gösterdiği şanlı bir günü kutlamak, kara bir gecenin aydınlık bir sabaha nasıl dönüştüğünü bir kez daha hatırlamak için bir araya geldik.
Bugün, Türk’ün gücünü, cesaretini, vatan aşkını ve istiklal sevdasını sorgulayanlara bu yüce hasletlerin kaynağını göstermek, daha önce eşi-benzeri yalnızca şanlı ecdadımızca yazılmış bir kahramanlık destanını tekrar idrak etmek için bir araya geldik. Ve bugün, vatanı, istiklali uğruna, birlik-beraberliğine halel getirmemek uğruna, o hain gecede şehadet şerbetini içen 251cesur yürekli şehidimizi, 2193 kahraman gazimizi ve yüreği vatan-millet aşkıyla çarpan bu toprakların gerçek sahibi milyonları, bir kez daha anmak, onlara şükranlarımızı sunmak, vefa borcumuzu ödemek için bir araya geldik. Bu anlamlı programa hepiniz hoş geldiniz.
15 Temmuz, iyi ile kötünün, hak ile batılın, imanla inkârın mücadelesidir. 15 Temmuz, sergilenen vahşet ve hainlikle tarihimizde eşi benzeri olmayan kara bir gündür. O günün hedefi -hiç kuşkusuz- önce milletimizin birlik ve beraberliğini parçalamak, oluşturulan karmaşa ortamının ardından ülkemize diz çöktürmek ve nihayetinde topraklarımızı yağmalamaktır. O gün, belki yıllarca sürecek bir karmaşanın tohumları, bedeli kanla ödenmiş topraklarımıza ekilmeye çalışılmıştır. Ancak bu hain darbe girişimine imza atan FETÖ mensuplarının ve efendilerinin hesap edemedikleri, karşılarındakinin asil Türk milleti olduğudur. Aziz milletimiz 15 Temmuz gecesinde, “Ecdâdımızın heybeti marûf-ı cihandır. Fıtrat değişir sanma! Bu kan, yine o kandır.” diye haykırmış, tıpkı kurtuluş mücadelesinde olduğu gibi “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” şiarı ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, bu ihanetin karşısında durmuş, bir kez daha canı pahasına, inancına, ülkesine, devletine, demokrasisine ve geleceğine sahip çıkmak için sokaklara, meydanlara dökülmüştür. O gün, milletimiz doğulusundan batılısına, köylüsünden şehirlisine, işçisinden patronuna, henüz bıyıkları terlememiş gencinden 70’lik ihtiyarına kadar; parti, meşrep, mezhep farkı gözetmeksizin darbeciler karşısında tek vücut olmuş; bir toprak nasıl vatan olur ve o vatan nasıl korunur sorusunun cevabını cümle âleme göstermiştir. O karanlık gecede, selaları susturan darbeyi bertaraf ederek darbeyi susturan selalar eşliğinde sabahın aydınlığına kavuşan bu aziz millet, FETÖ’cü hainleri yerle yeksan etmiş, 15 Temmuz destanını şanlı tarihimize yazdırmıştır.
Kıymetli misafirler,
Üstat Akif’in dediği gibi “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez, Toplu attıkça yürekler, onu, top sindiremez.” 15 Temmuz darbe girişiminin bertaraf edilmesinde kuşkusuz en büyük pay, bir olmanın gücünü köklü tarihindeki sayısız emsalden bilen Türk halkına aittir. O gün halkımız, yüreğinin tam ortasına dayanan silahlara meydan okumuş; canından, cananından, kardeşinden, evladından vazgeçerek sinsi planları yırtıp atmış, yüksek duvarları yıkıp geçmiş, yurduna namahrem elinin değmesine müsaade etmemiştir. Milletimiz o gece, tıpkı 1071’de Malazgirt’te, 1453’te İstanbul’da 1919’da Samsun’da yaptığı gibi topraklarına, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır. Milletimiz, Sevr hayalleri peşinde koşan odaklara karşı bir asır önce Kocatepe’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da ne cevap vermişse 15 Temmuz’da da aynı ruh ve kararlılıkla saatler içinde aynı cevabı vermiş, yüksek ferasetini ve vatanperverliğini bir kez daha göstermiştir. Nene Hatun’u, Sütçü İmam’ı, Şerife Bacı’yı, Hasan Tahsin’i yetiştiren bu millet, 15 Temmuz gecesi de vatan sevgisiyle dolu yüreği ve beylik tabancasından başka silahı olmayan; vücuduna saplanacak mermileri milletimize hizmetinin nişanesi olarak gören Ömer Halisdemir’i, Baştabya Kışlası’ndan çıkan tankları engellemek isterken henüz hayatın baharında tankların altında kalarak şehit olan Engin Tilbaç’ı, o günkü ismiyle Boğaziçi Köprüsü’nde “Ölmek var, dönmek yok!” diyerek herkesin mermilerden kendini siper ettiği bir anda FETÖ’cü hainlerin üzerine koşarken şehit edilen Sevgi Yeşilyurt’u ve daha nice kahramanı bağrından çıkarmış, iman dolu göğsü ve çelikten iradesiyle darbeye, esarete, parçalanmaya mâni olmuştur.
Değerli Misafirler,
Türk olmak gururdur, Türk olmak onurdur ama Türk olmak zordur. Çünkü insanlık tarihine yön vermiş, milletlerin kaderinde derin izler bırakmış, mazisi şan ve şerefle dolu bir milletin mirasçısı olmak, bizlere ayrı bir sorumluluk yüklemektedir. Geçmişten tevarüs eden husumet ve huzursuzlukların bugün farklı yol ve yöntemlerle tedavüle sokulması devamlı surette tetikte ve teyakkuz halinde olmamızı, yeri geldiğinde tüm dünyaya karşı dik durmamızı gerektirmektedir.
Yaşadığımız coğrafyada ayakta durmanın, büyümenin, gelişmenin zorluğu malum ve mazbut bir gerçektir. Dünyanın gözdesi bir coğrafyayı bin yıldır vatan kılmanın ve vatan olarak tutmanın bedeli ağırdır. Ama tüm bu zorluklara rağmen bu cennet vatanın kahraman evlatları, içerde ve dışardaki tüm şer odaklarına karşı mücadelesini artan bir kararlılıkla her daim sürdürecektir. Milletimize karşı sinsi niyetler besleyen muhterisler başarılı olamayacaklardır. Daha büyük, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye’nin inşasına engel olamayacaklardır. Acuna adalet için getirilen bir millet, dün olduğu gibi bugün de yarın da var olacaktır. Bu noktada bize düşen, beraberliğimizi ve kardeşlik ahdimizi korumak, geçmişi iyi okuyup geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilmek için gece gündüz demeden çalışmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle cennet vatanımızı bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ülkemizin kuruluşundan bu yana sürdürülen varlık mücadelesinde şehadet şerbetini içen tüm kahramanlarımızı, 15 Temmuz gecesi devletinden, milletinden, demokrasiden ve büyük Türkiye idealinden yana olup büyük bir destan yazan bütün vatan evlatlarını sonsuz minnet, şükran ve rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize ve kalbi ülke sevgisiyle çarpan milyonlarca vatandaşımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, saygı ve selamlarımı iletiyorum.” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin 6. yıl dönümünde, tüm ülkede olduğu gibi Denizli’de de 15 Temmuz Şehitleri Sancak Koşusu düzenlendi. Koşuda birinci olan sporcu ay yıldızlı sancağı Denizli Valisi Sayın Ali Fuat Atik’e takdim etti. Koşunun tamamlanmasının ardından Denizli Valisi sporcuları tebrik etti. Genç sporculara Denizli Valisi Sayın Ali Fuat Atik ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan ve diğer protokol üyeleri tarafından hediyeler verildi.
Türkiye’de eş zamanlı okunan salanın ardından program, Kuran-ı Kerim okunması ile devam etti. 15 Temmuz Şehitleri Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü şehitlerimiz için İl Müftüsü Mehmet Aşık tarafından yapılan dua ile son buldu.